Türkiye, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapabilir mi?
Avrupa’da pek çok futbol turnuvasını yerinde takip etmiş biri
olarak bu soruya gözüm kapalı “evet” yanıtı veririm.
Futbol Federasyonu 2024 adaylığını şubat ayı ortasında
duyurdu...
27 Nisan’da adaylık dosyasını UEFA’ya teslim ederek resmen
adaylığımızı açıkladı.
Eskiden UEFA’nın gerekçesi vardı; statlarımız yetersizdi...
Şimdi artık o gerekçe de kalmadı.
Son yıllarda Türkiye’de 32 yeni ve modern stat yapıldı, Avrupa’nın
pek çok eskimiş stadından daha iyi bu statlar...
Türkiye’nin bir futbol ülkesi olduğunu zaten dünya biliyor...
Öyleyse geriye ne kaldı? İnanmak ve çalışmak...
Önce her birimiz sonuna kadar bu turnuvaya ev sahipliği
yapacağımıza inanmalıyız...
Maçların oynanacağı 9 şehir (İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya,
Kocaeli, Eskişehir, Trabzon, Konya, Gaziantep) başta olmak üzere
tüm Türkiye’nin bu işi sahiplenmesi gerekiyor.
Her şeyi Federasyon’dan beklemeyin...
Bu 9 kentin belediye başkanları bir araya gelmeli, komisyonlar
kurmalı, Federasyon’dan bağımsız da etkinlikler yapmalı...
UEFA, kazanan ülkeyi eylül ayında açıklayacak, bugünden itibaren
4,5 ayımız var.
Biz hem yurtiçinde kendi insanımıza, hem yurtdışında Avrupa’ya bunu
4,5 ay kesintisiz sürecek bir kampanyayla anlatmalıyız...
Futbol Federasyonu’nun tek başına yapacağı bir iş değil bu,
Dışişleri ve Turizm Bakanlığı’yla bir araya gelinmeli, tanıtım
grupları kurulmalı.
Avrupa’da yaşayan 5,5 milyon vatandaşımız var, her biri tanıtım
neferi olarak kullanılmalı, 5,5 milyonluk bir PR ordusu
oluşturmalıyız...
Sokakta, kafede, işyerinde tişörtlerinden şapkalarına her yerde
“Share Together” (Birlikte Paylaşalım) sloganını, 2024 Türkiye
adaylığını Avrupalının kafasına çakmalıyız... 4,5 ay boyunca
Avrupa’nın büyük kentlerinde kendimizi bıkmadan, usanmadan
kampanyalarla anlatmalıyız.
Benim Avrupa Futbol Şampiyonası’nı bu kez alacağımıza benim inancım
tam...
MGD gecesinde neler yaşandı
Magazin Gazetecileri Derneği son yıllarda büyük bir atılım
içinde, düzenledikleri ödül töreni gecelerinden bile belli oluyor
bu...
Sadece ödül töreninden ödül törenine yılda bir gün değil de,
mesleki örgütlenme olarak başka zamanlarda da kendini hatırlatsa
tam olacak.
Son yıllarda düzenledikleri her ödül töreninde çıtayı biraz daha
yükseğe taşıyorlar. Emeği geçen bütün arkadaşlarımı tebrik
ediyorum.
Önceki akşam CVK Park Bosphorus’ta yapılan tören, bugüne kadar
olanların en iyisiydi.
Tek eksiği, daha doğrusu fazlası; ödül sayısının fazlalığı ve ödül
alan neredeyse her sanatçının bir şarkı söylemesiydi...
Gereksiz yere törenin uzamasına neden oldu bu.
Oysa 1 ya da 2 şarkılık bir performans yeter böyle bir
geceye...
◊ Gecenin çifti tartışmasız Halit Ergenç ve Bergüzar Korel’di...
Vatanım Sensin’le her ikisi de en iyi oyuncu ödülünü aldılar ve bu
sene bu ödülü fazlasıyla hak ettiler.
◊ Ahmet Hakan Kanal D, Buket Aydın ise NTV adına en iyi haber
spikeri ödülünü aldı. Ayrıldıkları görevlerindeki performanslarıyla
ödül almaları kadar halef-selef peş peşe sahneye çıkmaları,
Buket’in Ahmet’i kutlaması da güzeldi...
◊ Davetlilerin giyim-kuşamına özen göstermesine bayıldım.
Erkeklerin çoğu papyon-smokin, kadınlar çok güzel elbiseler tercih
etmişti. Salon çok şıktı... Erkeklerin bu şıklığının altındaki
gizli imza kim biliyor musunuz; Levon Kordonciyan...
Ben de dahil olmak üzere hepimize bu tür törenlerde smokin ve
papyonun önemini öğretti.
Magazinciler gecesinden magazin haberi çıkmadı
MGD gecesinden magazin basınına bir eleştirim var: Arkadaşlar
tamam güzel, bir gece organize edeceğiz ama tek işimiz eğlenmek,
yiyip içmek olmayacak.
Her magazin servisinin bildiği gibi geceden özel tek bir haber
gelmedi...
Neden? Magazin muhabirleri ya ödül alıyor, ya ödül veriyor ya da
törende eğleniyor...
Başka bir ödül töreni olsa fotoğraf ve görüntülerle günlerce
konuşulacak malzeme çıkaran magazin muhabirleri, kendi gecelerinden
tek bir malzeme çıkaramadı. Terzi kendi söküğünü dikemedi...
Ödül törenlerinde siyaset konuşmasak