Star TV’de kulislerimiz yan yana olunca Hülya Avşar son dönemde
en sık karşılaştığım ünlülerden biri durumuna geldi.
Her gördüğümde de ben bir şekilde ‘manşet’ peşindeyim.
Önceki gün de sezonun son programını İdo Tatlıses’le çekiyordu.
Hemen ardından Ayvalık’a gidecek ve yaz tatiline başlayacaktı. Bu
arada programına önümüzdeki yıl da Star’da devam edecekmiş.
Hülya Avşar’ı görmüşken lafı hemen bir akşam önce Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın Huber Köşkü’nde verdiği iftar davetine
getirdim.
Tayyip Erdoğan ve Emine Erdoğan’la aynı masada oturmuş, üstelik
omuzlarını açıkta bırakan siyah elbisesi çok konuşulmuştu.
“İftar yemeğine omuz dekoltesiyle gidilir mi” diye sosyal medyayı
troll’leyenler çıktı, hatta “Hülya Avşar dekolteni kapat” etiketi
‘trend topic’ bile oldu sosyal medyada.
Ben bunu sorunca, yarasına basmışım meğer...
“Böyle bir konunun gündeme gelmesine bile inanamıyorum” dedikten
sonra anlattı:
“İnan Cumhurbaşkanı ve eşinin böyle bir problemi yok. Kimin ne
giydiğine bakmadılar bile.
Orada herkes olduğu gibi kabul edildiği için ben de o iftara gittim
zaten.
En ufak bir rahatsızlık hissi, en ufak bir garip bakışları
olmadı.
O elbiseyi giyip de gidemeyeceğim bir ortam olsaydı, zaten
gitmezdim.
Tarzımı, karakterimi değiştiremezsin benim. Ben yıllardır kimsem,
neysem oyum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Emine Hanım’ın böyle bir bakışa sahip
olmadıklarını zaten biliyorum.
Bu yüzden ben o kıyafeti giyerken, acaba giysem mi giymesem mi diye
düşünmedim bile.”
“Davetliler kıyafet için ne düşünmüştür?” diye sorunca da her
zamanki muzipliğini konuşturup “İçlerinden keşke biz de biraz daha
rahat giyinip gelseymişiz diye düşünmüşlerdir herhalde” diye yanıt
verdi.
Sonra iftar yemeğini anlatmaya devam etti:
“Çok abarttılar. Ben insanların bu konuyu böyle abartmasına daha
çok şaşırdım.
Tayyip Bey, Emine Hanım bu konuda hiç kimseye eleştirel vaziyette
bakmıyorlar. Öyle olduklarını bilsem inan gitmem.
Hiçbir mecburiyetim yok, kaçarım.
Benim özgürlüğüm her şeyden daha önemli.
Ben böyle şeylere tahammül edebilecek bir kadın değilim. Hemen
uzaklaşırım, kaçarım ve özgürlüğümü seçerim.”
“Son iki yıldır çağrılmayıp, bu yıl davet edildiğin söylendi, doğru
mu” diye sordum Hülya Avşar’a.
“Hiç öyle bir şey yok. Her yıl davet geliyor. Sadece bana değil
ama, herkese geliyor. Tarihler uymadığı için, çekimler olduğu için
gidememiştim. Bu yıl gidebildim” yanıtını verdi.
Masadaki muhabbeti de biraz anlatmasını istedim.
“Millet omuz dekoltesini konuşuyor ama iftarda asla konuşulan bir
konu değildi bu.
Aksine hiçbir yerde rahat edemediğim kadar rahat ettim orada.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizim arkadaşımız gibiydi masada, herkese
karşı sıcaktı. Arkadaşlar içinde yanına gidip konuşanlar oldu.
Hiçbir gerginliği hissedilmiyordu, son derece rahattı.
Hatta biz bir ara Muazzez Ersoy’la sanat müziği şarkıları bile
mırıldandık, o kadar rahattı masa.”
Hülya Avşar’la sohbetimizin sonunda sözü yine kıyafete getirdim,
davetiyede dress code belirtilip belirtilmediğini sordum.
“Hiç öyle bir şey yazmıyordu davetiyede. Çünkü kimin nasıl geldiği,
kimsenin umurunda bile değildi. En başta da davet sahibi olarak
Cumhurbaşkanımız ve eşi Emine Hanım’ın.
Bana sosyal medyada yazılanlardan sonra anladım ki, bazıları Tayyip
Bey’den daha muhafazakâr.”
Saka burcu ne?
Ben burçlarla ilgili biri değilim, anlamadığım gibi çok fazla da
ilgimi çekmez...
Bu yüzden itiraf ediyorum Saka burcu diye bir burcu ilk defa
duydum.
Dün Milliyet Cadde’de Hakan Kırkoğlu’nun köşesinde tesadüfen gözüme
çarptı...
Saka burcu diye bir burcun yorumlarını yazmıştı.
13’üncü burç mu eklendi, n’oluyoruz falan derken...
12 burcun içinde kullandığını gördüm... Hangi burç eksik falan diye
epey bir uğraştıktan sonra Kova burcunun yerine Saka burcunu
kullandığını öğrendim.
O kadar merak ettim ki, tam Hakan Kırkoğlu’nu arayıp soracaktım,
internette 5 yıl önce yazdığı bir yazıyı buldum.
Saka burcunun sembolünün amforadan sular döken genç bir erkek
olduğunu söylüyor.
Almanca’da “Wasserman”, İngilizce’deki “Water bearer” gibi... Su
taşıyıcı demek...
Türkçe’de ise bu burç sadece Kova olarak sembol edilmiş... Su var
ama taşıyan yok...
Bu yüzden 5 yıl önce Hakan Kırkoğlu, Kova yerine, Osmanlı’dan beri
su taşıyanlara söylenen Saka ismini kulanmaya karar vermiş...
Kova yerine Saka... Ben ilk defa duydum ama astroloji cahili biri
olarak açıklaması bana mantıklı geldi...
Tarkan ilk izlenim
Tarkan’ın albümü dün sabah çıktı, 14 şarkıyı da hemen
dinledim...
İlk izlenimim şudur:
1- Tam bir Tarkan albümü olmuş... Hem oynayacak, hem oynatacak, hem
hep birlikte bağıra bağıra söylenecek şarkılar var...
2- Slow şarkılar çok iyi, Nazan Öncel’in ve Sezen şarkıları çok çok
sevdim...
3- İlk dinleyişimde öne çıkan üç şarkı: Beni Çok Sev, Bal Küpü,
Kedi Gibi, Simit ve Çay oldu...
Herkesin bu sıralaması değişecektir ama illa herkesin çok seveceği
en az 5-6 şarkı olacak bu albümde...
Dedim ya çünkü tam bir Tarkan albümü olmuş bu...