İstanbul-Küçükçekmece’de sadece tek bir hastaneye...
İstanbul-Küçükçekme-ce’de sadece tek bir hastaneye...
Sadece 2017’nin ilk 5 ayı içinde...
18 yaşından küçük 115 çocuğun hamile olarak geldiği tespit
ediliyor.
Bu çocukların 38’inin 15 yaşından küçük olduğu ortaya çıkıyor.
Bu çocukların emniyete raporlanmadığı (oysa 18 yaşından küçük
çocukların bildirilmesi gerekiyor) belgeleniyor.
Hastanede vicdan sahibi bir sosyal hizmet uzmanı durumu tesadüfen
fark ediyor.
Geçmişe dönük araştırma yapıyor ve sadece 5 ayda hamile 115 çocuk
tespit ediyor.
Hastanede görevli bir psikologla birlikte durumu tutanak altına
alıp hastane yönetimine bildiriyorlar.
Hiçbir şey yapılmayınca Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda
bulunuyorlar.
Bilin bakalım bundan sonra ne oluyor?
Savcılık soruşturma izni verilmesini istiyor, ancak İstanbul
Valiliği bu izni vermiyor.
Görevin ihmal edilmediği, görevi kötüye kullanma suçunun
oluşmadığını söylüyor Valilik.
Daha da ötesi, durumu ortaya çıkaran ve savcılığa ihbarda bulunan
sosyal hizmet uzmanı hakkında inceleme başlatılıyor ve görev yeri
iki kere değiştiriliyor.
Hani iyiler kötüler kadar cesur olursa bu dünya düzelecekti?
Hani taşları bağlayıp, itleri serbest bıraksalar da bu savaşı
iyilik kazanacaktı?
İnsanın gırtlağını yırtarcasına haykırası geliyor bu
haksızlığa.
Sayın Valim Vasip Şahin size sesleniyorum...
18 yaşından küçük 115 çocuğun hamile olması, hastane yönetiminin
bunu rapor etmemesi hiç mi anormal gelmiyor size?
Sayın Sağlık Bakanım Ahmet Demircan, vicdan sahibi bir sosyal
hizmet uzmanının ödüllendirilmesi gerekirken, hak ettiği muamele
görev yerinin değiştirilmesi mi olmalı?
Sesimizi çıkarmadıkça, bu alçakların, sapıkların, ensestlerin,
tecavüzlerin üzerine kararlıkla gitmedikçe bu pisliği nasıl
temizleyeceğiz?
Yeri geldiğinde hepimiz çocuklar dendiğinde mangalda kül
bırakmıyoruz.
En hamasi nutukları atıyoruz.
Ama küçücük çocuklar hamile kalırken hepimiz gözlerimizi
kapatıyoruz!
Milli Parklar Genel Müdürü dedi ki...
Dünkü yazımda, Uludağ Milli Park giriş gişesinde pazar günü
yaşanan kilometrelerce araç kuyruğunu yazınca Milli Parklar Genel
Müdürü Nurettin Taş aradı.
“Duyarlılığınız için çok teşekkür ederiz” dedikten sonra;
Uludağ’a girişte bir nakit gişesi, bir de HGS geçişi bulunduğunu,
yoğun olduğu anda hemen ikinci bir nakit gişesi açtıklarını
söyledi.
Uludağ’da yol tek şerit gidiş, tek şerit geliş şeklinde.
Milli Park gişeleri önünde yol üç şerit oluyor ama nakit ödeyen
araçların çokluğu yüzünden şişkinlik tek şerit yola yansıyor ve
kilometrelerce kuyruk oluşuyor.
“Ben yine de arkadaşlara böyle yoğun günlerde daha hızlı formüller
bulunması yönünde talimat vereceğim” dedi Genel Müdür Nurettin
Taş.
Ben de kendisine çok teşekkür ediyorum, milletin sıkıntısına
gösterdiği hassasiyet için...
Olmadı Hande!
Magazin muhabirini güvenlik görevlilerine “Alın bunu buradan”
diyerek yaka paça basın toplantısından çıkarttı Hande Yener.
Defalarca izledim görüntüyü...
Hande’nin gönderdiği kendi cep telefonundan görüntülere de
baktım.
Hande’yle de konuştum, derdest edilen muhabir Selçuk İnci’yle
de...
Önce Hande’ye bir parça hak verdim.
Çünkü Selçuk sonradan geliyor, mikrofonları alıyor, röportajın
seyrini soruyor.
“Neden bunu yaptın?” dedim Selçuk’a.
“Toplantıya geç kalmıştık. Soru soran Kral TV’nin muhabiriydi ve
sadece müzik konuşuyordu. Ben tüm mikrofonları alıp biraz magazin
sorusu ve aynı yerde bulunan Demet Akalın’ı da sormak istedim. Bu
yüzden röportaja dahil oldum” dedi.
İki tarafın da açıklamalarını dinledikten sonra kararımı
verdim.
Bu işte Hande yüzde 90 kusurlu.
Muhabiri beğenmeyebilirsin, sorusu hoşuna gitmeyebilir, seni tahrik
etmek isteyebilir...
Ama hiçbir ünlü, beğenmediği soru ve tavır nedeniyle bir gazeteciyi
basın toplantısından derdest ettirerek atma hakkına sahip
değildir.
Evet, Selçuk da daha nezaketli davranabilirdi. Onu yapmadığı için
yüzde 10 kusurlu zaten.
Ama gazeteciyi korumalarla dışarıya attırmak kabul edilir bir durum
değil...
Jet Sosyete kadrosu