Vallahi insan baktıkça üzülüyor...
Atların durumuna, yaşadıkları eziyete değil, onlara zaten yüreğimiz
parçalanıyor...
Asıl üzüldüğümüz şey, avuç içi kadar bir adada 200-300 faytoncuya,
müesses nizamın (kurulu düzenin) yıllardır söz geçirememesi...
Kimdir kardeşim bu faytoncular?
Kanun koyucunun karşısında ne yapabilirler, nereden alıyorlar bu
gücü?
Nereden alıyorlar da yıllardır kimseye kulak asmadan at katliamını
sürdürüp, her sene yüzlerce atı aç susuz yorgun ölüme
gönderiyorlar...
Yıllardır hayvan severler eylemler yapıyor, biz yazıyor çiziyoruz,
millet sosyal medyada isyan ediyor, faytoncular bildiklerini
okumaya devam ediyor.
Hâlâ atların görüntülerini çekenlere saldıracak kadar
densizleşebiliyorlar.
Oysa bu barbarlığa son vermek bir günlük iş...
Sadece bir gün...
Çıkartırsın yönetmeliği, yasaklarsın faytonu, Adalar’da alırsın
güvenlik önlemini...
Toplarsın atları ve faytonları... Adalar’a at sevkiyatını
yasaklarsın... Bitti...
Bu kadar basit...
Bir günde çözersin... Ama çözmek isteyen yok...
Neyse ki son yaşanan at sevkiyatından sonra tepkiler o kadar
yükseldi ki, olaya Cumhurbaşkanı Erdoğan el attı...
Ben Adalar Belediye Başkanı olsam bu durumdan utanırdım.
Küçücük adadaki sorunu devletin en tepesi çözmek zorunda kaldığı
için...
Neyse atlar kurtulsun da, utanç onlara kalsın... Statlarda
gün ışığı hesap edilmeli Uluslararası büyük futbol
organizasyonları verilirken FIFA, UEFA statları denetliyor...
Girişi, çıkışı, kapasitesi, yeniliği, güvenliği her şeyine
bakılıyor.
Bir tek şeye bakılmıyor: Gün ışığı...
Oysa futbol seyir zevkinde bakılması şart olan en önemli şey gün
ışığı...
Sa...