Sanat camiasının demokrasiye sahip çıkması, darbelere karşı olması,
binlerce vatandaşla bütünleşmesi açısından önemliydi.
Dikkatimi çekense, katılan ünlülerin yüzde 90’ının müzik
dünyasından olmasıydı.
Şarkıcılar başından beri bu tür etkinliklere yoğun şekilde katılım
gösterirken oyuncu dünyasından katılan isim sayısı az oluyor.
Sakın yanlış anlaşılmasın; neden katılmadılar diye kimseyi
suçlamıyorum.
Oyuncuların bu etkinliklere gitmemiş olmaları, vatanlarını daha az
sevdikleri, demokrasiye daha az sahip çıktıkları anlamına
gelmez.
Belki de müzik sektörünün kalabalık olarak katılmasının en büyük
nedeni, yapım firmalarının siyasete daha yakın durmalarından
kaynaklanıyor.
Sektörün en büyük üç yapımcısı Samsun Demir (DMC), Polat Yağcı
(Poll Production) ve Cengiz Erdem (Avrupa Müzik), bu tür
etkinliklerde hemen organize olup sanatçılarını teşvik
ediyorlar.
Hep birlikte hareket ediyorlar.
Dolayısıyla müzik dünyasından katılım her zaman çok daha fazla
oluyor.
Yaz tatiline çıkan dizi sektöründe ise herkes bireysel takıldığı
için, bu tür etkinliklere katılan oyuncu sayısı çok daha az.
Kimseyi eleştirmek adına söylemiyorum, sadece fotoğrafın bu
olduğunu anlatıyorum.
Bir Alex değildi ama...
Alex’in gidişine Fenerbahçeliler ne kadar üzüldüyse, Sneijder’in
gidişi de Galatasaraylıları o kadar üzdü...
Hoş Sneijder, oynadığı futbolla Alex kadar büyük efsane olamadı ama
sonuçta Galatasaray’ın sıkıntılı yıllarında gelmiş en iyi 10
numaraydı.
Bu sezonki takımda da çok rahat formayı hak eder, çıkar topunu
oynardı.
Taraftarın da kızgınlığı buna zaten.
Nasıl Alex, hiçbir zaman bir Hagi değilse...
Sneijder de bir Alex değildi...
Zaten Hürriyet Spor’un dün internette yaptığı oylama da bunu bir
kez daha kanıtladı.
“Türkiye’nin en iyi 10 numarası hangisi?” diye yapılan ankette şu
sonuç çıktı:
1- Gheorghe Hagi %49
2- Alex de Souza %34
3- Sergen Yalçın %12
4- Wesley Sneijder %5
Ben de katılıyorum bu sonuçlara.
Sonuçta Wesley, Türkiye’ye gelmiş en iyi 10 numara değildi ama bize
pek çok güzellik yaşattı.
Sneijder’e gelene kadar bu takımdan 7-8 futbolcu gitmesi
gerekiyordu.
Teşekkür ediyoruz kendisine...
Derin Fatih Terim
Fatih Terim’in Bodrum’dan kalkıp Alaçatı’da damatları ve
korumalarıyla birlikte mekan basması...
Bir büyük kavgaya karışması...
Havada masaların sandalyelerin uçması olayı yaşandı da, bakıyorum
hiçbir köşe yazarı Terim’i sert şekilde eleştirmiyor.
Arda’yı yerden yere vuran Türk medyası, söz konusu Fatih Terim
olduğunda hep nezaketli cümleler, hep ‘ama olmadı’ gibi alttan alan
yaklaşımlar peşinde...
Aynı şeyi Arda yapsa neler yazılırdı, nasıl yerden yere
vurulurdu...
O keskin kalemlerden ne maharetli cümleler dökülürdü değil mi? Şu
Türk medyasında en ‘derin’ kimlerdir derseniz bir ‘Derin Fatih
Terim’ vardır, bir de ‘Derin Sezen Aksu’ derim...
Bitmeyen Lucescu türküsü