Cengiz Semercioğlu Hürriyet Gazetesi

Havalanan THY uçağı iki kez son anda piste döndü, ünlü televizyoncu isyan etti

En son Anne dizisiyle farkını ortaya koymuştu. Bayramda eşiyle birlikte İran seyahatine gitmiş. Yaşadıklarını anlattı bana... 4-5 günlük seyahatleri boyunca Tahran’dan arabayla İsfahan’a, oradan güneye...

12 Eylül 2017 | 239 okunma


En son Anne dizisiyle farkını ortaya koymuştu.
Bayramda eşiyle birlikte İran seyahatine gitmiş.
Yaşadıklarını anlattı bana...
4-5 günlük seyahatleri boyunca Tahran’dan arabayla İsfahan’a, oradan güneye Şiraz’a kadar inmişler.
“Mutlaka bu seyahati yapmalısın, oraları görmelisin” dedi.
Kişisel seyahat rotama kaydettim...
Müthiş seyahat sonrası Şiraz’dan THY uçağıyla dönerken uçak pistte hızlanmış, burnunu kaldırmış, tam havalanacakken yeniden piste teker koymuş.
Pilot son anda bir arızayı görüp uçuştan vazgeçmiş.
“3 saatten fazla bekledik uçağın içinde. Bu tür şeyler olabilir havacılıkta, uçağın düşmesindense beklemek iyidir” diye anlatmaya başladı yaşadıklarını Faruk Abi...
Uzun süre bekleyen yolcular arasındaki çocuklar ağlamaya başlamış tabii. Sonra arızayı gidermişler ve tekrar havalanmışlar.
Uçak yeniden hızlanmış, burnunu kaldırmış, tekrar aynı şey... Son saniyede pilot yine piste teker koyup vazgeçmiş havalanmaktan.
“Haydiiii bu sefer toptan indik uçaktan.
Herkes korktu tabii. Ama asıl olaylar bundan sonra başlıyor” dedi Faruk Abi.
Ne soran varmış, ne sahip çıkan.
Havalimanında bırakmış yolcuları THY.
“Şiraz’da oturanlar evlerine gitti, bizim Şiraz’da evimiz yok ki” diye anlattı.
Bir otele yerleşmişler, beklemeye başlamışlar.
26 saat sonra İstanbul’dan yeni bir uçak gelmiş.
Bir günü daha Şiraz’da geçirdikten sonra binmişler yeni gelen uçağa.
“Ne bir özür, ne bir açıklama. Hiçbir şey yok” dedi Faruk Abi; “Sanki iki sefer yüreği ağzına gelen biz değiliz. Sanki bir günü aşkın zamandır bekleyen biz değiliz. Hiçbir şey olmamış gibi THY uçağı havalandı.”..
İki kez arıza yapıp son anda piste teker koyan uçak da İzmir uçuşundan gelen uçakmış.
Faruk Bayhan, “THY pilotu tecrübeli ve soğukkanlı olmasa belki de bir facia yaşanacaktı” dedi.
“Hızla büyüme, sürekli yeni hatlar açmak, uçak sayısını artırmak, dünyaca ünlü havacılık firması olmak hepimizi gururlandırıyor da, bu uçakların bakımı yeterince yapılıyor mu acaba?” diye de bir soru takılmış aklına.
İki denemede de havalanamayan uçağın içinde kim olsa aynı soru aklına takılırdı herhalde.
Faruk Bayhan’ı asıl şaşırtan da olayın yaşandığı 3 Eylül Pazar gününden bu yana THY’nin konuyla ilgili tek bir açıklama yapmamış olması. “Ne olduğunu hâlâ bilmiyoruz” diyor...

Kuzu derisine de itiraz ediyor muyuz?

Dün Magazin Konseyi’nde itiraz edemediğim noktayı bugün yazayım... Konu Serenay Sarıkaya’nın Isabel Marant imzalı kırmızı eteği.
Ben Isabel Marant’ın tartışmalı bir modacı olduğunu söyleyerek ayakkabı tasarımlarında timsah, anakonda, vatoz derisi kullanmasını eleştirmiştim.
O etek de yüzde 100 kuzu derisi olduğu için Serenay giymemeli deniyor.
Peki kuzu derisine de kökten itiraz edecek miyiz?
Hayvanların canlı canlı derilerinin yüzülmesine, kürkleri için öldürülmesine, nesli tükenmekte olan hayvanların derileri için avlanmasına, sırf derileri için hayvanların yetiştirilip katledilmesine elbette sonuna kadar itiraz edeceğiz.
Böyle ürünler kullanmayacağız...
Peki kuzu derisi aynı kategoriye girer mi?
Şunu söyleyeyim:
Ben menülerde ‘süt kuzusu’ ya da ‘leg of baby lamb’ yazmasına bile itiraz eden biriyim.
Süt emen bir yavrunun annesinden ayrılıp katledilmesini, bizim de bunu afiyetle yememizi kabul edemiyorum.
Kuzu derisinin kullanılmasına da itiraz ediyorum.
Ancak kuzu, sadece derisi için yok edilen ve derisi için canice katledilen bir hayvan değil bildiğim kadarıyla.
İnsanın -ne yazık ki- yemek için yok ettiği ve derisini de kullandığı bir hayvan.
Dolayısıyla timsah, yılan derisine, tilki kürküne itiraz ederken kuzu ya da dana derisini de aynı kategoriye sokmak ne derece doğru emin değilim. Vahşi hayvanlara sahip çıkan hayvanseverlerin argümanlarını zayıflatıyor sanki...

Irma’nın vurduğu ünlüler

Sibel Can, Acun Ilıcalı, Arto, Kenan Erçetingöz, Serdar Ortaç ve İlker İnanoğlu, Irma kasırgasından sonra Miami’deki evlerinde yaşamaya devam edecekler mi?
Yoksa Irma’nız da sizin olsun, Miami’niz de deyip bir daha adımlarını Florida’yı atmayacaklar mı?
Bu arada Irma, Dominik Cumhuriyeti’nde “Survivor”ın çekildiği yerin de hemen yanından geçti. 4 ay sonra yeni yarışmacılar yola çıkacak, “Survivor” ne durumda acaba?

Zemin futbola müsait!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Var mısınız sosyal medya temizliğine 02 Mayıs 2020 | 433 Okunma 1 Haziran’da açılacaksa, 3 Temmuz’da kapansın 01 Mayıs 2020 | 283 Okunma Virüsün iyi yanı 30 Nisan 2020 | 213 Okunma Müdavim hareketi 29 Nisan 2020 | 250 Okunma Marvel’in müzikleri 28 Nisan 2020 | 176 Okunma