Çünkü tüm ısrarlı sorularıma rağmen Murat Başoğlu, teknede
yakalandığı kadının yeğeni olmadığını söylemiş...
Yabancı bir kadın olduğunu açıklamıştı.
Belli ki bu göz göre göre inkar etmeler, kadının kocasının damarına
iyice bastı ve aynı gün harekete geçtiler. Teknedeki kadının, Murat
Başoğlu’nun öz abisinin kızı olduğu, kadının eşi tarafından
doğrulandı. Akıl alır gibi değil...
İnanılır gibi değil...
Bir insan öz abisinin kızıyla böyle bir ilişkiye nasıl
girebilir?
Dünyada kadın mı kalmadı, dünyada erkek mi kalmadı?
Telefon görüşmemizde kendisine de söylemiştim;
“Evli bir erkek olarak çapkınlık yapabilirsin, bunun hesabını da
karına verirsin. Ama ilişkiye girdiğin kadın yeğeninse, bu durum
hepimizi ilgilendirir” demiştim.
“Hayır Cengiz, benim yeğenim var ama bu konuyla ilgisi yok”
demişti.
Şimdi ortaya çıkıyor ki, doğrudan var. Bu rezalet üzerine abisinin
ne diyeceğini, ne düşündüğünü merak ediyordum ben.
Önceki akşam telefonda konuştum Tahir Mahir Başoğlu’yla.
İnsan böyle çirkin bir konuyla ilgili soru sorarken bile
zorlanıyor.
“Cengiz Bey siz ne kadar biliyorsanız, ben de o kadar biliyorum.
Ben de medyadan takip ediyorum” dedi.
“Murat’la aranız nasıl, görüşüyor muydunuz, küs müsünüz? Bu olay
ortaya çıktıktan sonra ne yaptınız?” diye sordum ama Tahir Bey
hiçbirine cevap verebilecek durumda değildi. Şimdi olay magazin
tarihinin gördüğü en büyük skandallardan birine dönüştü.
Biz ensest konusunda Türkiye’de herkesi dikkatli olmaya çağırırken,
meğer en büyük ensest ilişkiyi ünlü biri yaşıyormuş.
Öz abisinin kızıyla...
Olacak iş değil, kabul edilir gibi değil...
Murat bana yaptığı açıklamada; “Beni yok etmek için üzerime
geliyorlar. Hayatımı mahvettiler, ben artık yokum” demişti.
Hayır Murat, hayatını kimse değil, sen kendin mahvettin.
Televizyon kariyerini, spor hayatını, aileni...
Gerçekten de artık yok olman ve başka bir hayata başlaman herkes
için en doğrusu olacak.
Not: Bu yazıyı çok daha kızgın, çok daha ağır bir şekilde
yazacaktım, ancak ortada 10 yaşında bir çocuk var, babasını bizden
dinlemesin...
Bakanlık konuya el atacak mı?
Magazin dünyasında yaşanan ensest olayına Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı’nın da el atacağı duyumu geldi bana.
Kamu davası mı açılır, Bakanlık müdahil mi olur bilemiyorum ama
durumdan Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’nın da rahatsız olduğu
söyleniyor.
Dün Sayın Bakan’ı aradım ama gazete basılana kadar görüşemedik.
Göksel Arsoy’dan Tuvana
Türkay’a mesaj: 3 saat kuaföre gitmeyi
bırakın
Dün sabah Yeşilçam’ın usta oyuncusu Göksel Arsoy aradı.
Dünkü Hürriyet’te yer alan Tuvana Türkay’la Alper Potuk haberinde
bir detaya takılmış. “Genç oyuncu kardeşim Tuvana Türkay’ın
‘sözleri değil gözleri konuştu’ diye verilmiş haber. Çok da doğal
bakmış Tuvana Türkay, görünce eskilere gittim” dedi Göksel
Arsoy...
Sonra da devam etti:
“Ama iki gün önce yine Kelebek’te Fatma Girik’in evinde annesiyle
bir fotoğrafı vardı: Ne kuaför, ne makyaj, çok doğal bir
fotoğraftı. Ne kadar samimi...
Yeşilçam’da Türkan Şoray bakmasını bilen, sinemaya yakışan başka
oyuncudur...
Bir diğer isim Yıldız Kenter mesela. ‘İsyancılar’ filminde köy
kahvesinin çaycısını oynuyordum. Yıldız Kenter de bir köylü kadını.
Yerde otururken bana bir bakışı vardı, çok şey anlatır.
Bunları yeni oyunculara ders niyetine anlatıyorum. 3 saat
kuaför, makyaj bunlardan vazgeçin. Doğal olun, bakışlarınızla
oynayın.”
Usta oyuncu bir fotoğraftan yola çıkarak genç oyunculara bu
tavsiyede bulundu ama pek karşılığı olacağını sanmıyorum...
Sosyal medya çağında genç oyuncular doğallık değil, filtreler ve
photoshop’lar peşinde Göksel Abi.
3 saat kuaförde kalsalar iyi, günlerce estetik merkezlerine
taşınıyorlar...
Bu arada şimdiden haberini vereyim:
Ekim ayında Göksel Arsoy’un 60 senelik sinema ve sahne hayatını
anlatan hatıralarla dolu kitabı piyasaya çıkacak.