Cengiz Semercioğlu Hürriyet Gazetesi

İbrahim babamı özlüyorum ama Cem babama ihanet edemem

◊ Herkes biliyor artık senin İbrahim Tatlıses’in kızı olduğunu. Neden illa soyadını almak istedin? “Kendisini büyüten babasını reddediyor” diyenler çıktı senin için... - İbrahim babamla...

26 Kasım 2017 | 548 okunma

◊ Herkes biliyor artık senin İbrahim Tatlıses’in kızı olduğunu. Neden illa soyadını almak istedin? “Kendisini büyüten babasını reddediyor” diyenler çıktı senin için...
- İbrahim babamla 1.5 sene önce görüşmeye başladık. Beni büyüten babam Cem Çıtak’ı kaybettim. Onun yeri bende her zaman apayrıdır. Evet, haberlerde “babalıktan reddediyor” gibi bir şeyler yazmışlar ama doğru değil bunlar. Beni büyüten babamı asla reddetmem. O her zaman kalbimin en değerli köşesinde. Sadece hukuki bir süreç bu. “Dilan Çıtak Tatlıses” olmasını istiyorum adımın. Bunun için dava açtım. Çünkü vicdanen Çıtak soyadını hayatımdan çıkaramam.

◊ Kaç kardeşsiniz?
- Üç kardeşiz. Tatlıses tarafından da 7 kardeşiz.

◊ İbrahim Tatlıses’in kızı olduğunu ne zaman öğrendin?
- 13 yaşındayken, artık bilinçaltıma mı yerleşti bilmiyorum ama bir gün psikoloğuma “Babamın İbrahim Tatlıses olduğundan şüpheleniyorum” dedim.

◊ Durup dururken mi! İnsan neden durup dururken böyle bir şey der? Ben neden demiyorum mesela?
- Belki babanız İbrahim Tatlıses olsa derdiniz. Ben de orasını hatırlamıyorum. O zamana kadar da kimse bana bir şey söylememişti. Ama onu televizyonda görünce annem “Bana bir şey mi sormak istiyorsun?” derdi. Ben de “Yok, yok” derdim. Yüzleşmekten korkardım. Bir gün annemle Cem babamın düğün davetiyelerini aradım. Bir ipucu bulabilmek için. Ben 1989 doğumluyum ama onlar 1993 yılında evlenmiş. Demek ki beni evlenmeden önce yaptılar diye düşünüyordum. Adını koyamıyordum.

◊ Cem baban hiç anlatmadı değil mi?
- Hiç anlatmadı. Annem, ben küçükken “Tatlıses’in kızı” diye DNA testi yaptırmak istediğinde o “Dilan artık benim kızım, gerek yok” demiş. Annem de Cem babama çok âşıkmış zaten.

◊ O zamanlar DNA testi yapılmamış mıydı?
- Ortada evlilik dışı bir çocuk var, süreç olarak kanıtlanması için de DNA testi yapılması gerekiyor. Bu duyuluyor basında. Annem DNA testine başvuruyor, ilkini yaptırıyor. Ama ikinci bir teste daha ihtiyaç duyuluyor. Sonrasında Cem babam bu testin yapılmasını istemiyor, beni nüfusuna alıyor. Bunlar ben doğduğum zaman olmuş.




CEM BABAM GERÇEĞİ BİLDİĞİMİ HİÇBİR ZAMAN BİLMEDİ

◊ Psikoloğuna şüphelerini söyledikten sonra ne oldu?
- Annem, psikoloğa işin gerçeğini, yani İbrahim Tatlıses’in kızı olduğumu söylüyor. Zaten sonrasında da gerçeği bana psikolog eşliğinde söyledi. Ama Cem babam hiçbir zaman benim bunu bildiğimi bilmedi. Ölene kadar bu gerçeği bildiğimi ona itiraf etmedim. O yaşlarda “Neden Cem babam benim gerçek babam değil” diye ağlıyordum. Çok küçüktüm ve bunu kaldırmak kolay değildi. İşin garip tarafı, öyle bir adamın kızı çıkıyorsun ki... Küçüklüğümden beri şarkı tutkum var. Düşünsenize İbrahim babamın karşısına avukat, doktor olarak değil, şarkıcı olarak çıktım.

◊ Öğrendikten sonra ne oldu?
- Peşine düşmedim. Cem babamla mutluydum. Babamı kaybettikten sonra annemin tekstil firması iflas etti. O iflas edince ben annemden gizli İbrahim babama gidip “Bana yardım eder misiniz?” dedim. Maddi yardım istedim. Sağ olsun beni kırmadı. Bu, vurulma olayından önceydi. Anneme söylememesini rica ettim. “Sizden böyle bir şey istediğimi duyarsa bana çok kızar” dedim. 17 yaşındaydım. Olgunlukla düşünebildiğim zamanlar değildi. Babam öldükten sonra haberciler kapımıza gelmişti. Biliyorlardı gerçeği. Birçok şey teklif ettiler. O zaman durumumuz da iyi değildi ama annem “Asla” dedi. Babam öldükten sonra annem bizi tek başına büyüttü. Kimseden yardım almadı.

◊ Peki İbrahim Tatlıses’le görüşmeye nasıl başladınız?
- Ben Songül Karlı ve Uğur Arslan’ın evlilik programında vokal yapmaya başlamıştım. O sırada İbrahim Tatlıses’in kızı olduğum duyuldu. Programın yapımcıları da duymuş bunu. Programda bunu açıklamam karşılığında bana ev almayı, single yapmayı teklif ettiler. “Böyle bir şeyi programda açıklamam, bu çok ucuz bir şey” dedim. Yakama yapıştılar. Sonunda bir gün canlı yayından kaçtım. Eve geldim. Deli gibi telefonlar çalıyor, mesajlar geliyordu...

◊ İbrahim Bey devreye girmedi mi?
- Öyle bir şey olmadı. Aradan 2 sene geçti, basın hep peşimdeydi. İbrahim babamla bir diyaloğumuz olmadı. Ama ben her zaman onun çok büyük bir vicdana sahip olduğunu biliyordum.

◊ Seninle ilgili mi?
- Evet. Bu süreçte en büyük yardım İdo’dan geldi. İdo beni ona çok anlatıyordu. Eyüp Abi (Kanat) keza öyle. Biz İdo’yla daha önceden tanıştık. İdo çok vicdanlı. Hak yenmemesi için elinden geleni yaptı. Zaten beni anlattığında babamın gözleri doluyormuş. Şimdi bir araya geldiğimizde de çok duygusalız ve saçma sapan şeylere ağlıyoruz. Bir gün Erol Köse’nin programına katıldım. Sanırım beni görüp etkilenmiş. “Doğru zamanı bekliyorum” demişti hatta o dönem. Instagram’dan “Dilan benim kızımdır” paylaşımında bulundu. Sonra benimle görüşmek istedi. İdo’yla beraber yanına gittik.

BENİ GÖRÜR GÖRMEZ AĞLADI

◊ Kızı olduğunu kabul ettikten sonraki ilk karşılaşmanız nasıldı?
- Beni görür görmez ağladı. Güzeldi. Çok heyecanlıydı. Bir anda ısınamıyorsunuz. Biraz zaman geçmesi gerekiyor. Ama şimdi zaman geçtikçe özlüyorum. Babam sırnaşıklığı sevmiyor ama ben uyuzluk ediyorum. “Baba ne yapıyorsun, beni özlemedin mi” diye arıyorum. Ama ilk başta böyle bir şey yoktu.

◊ Vurulduğu zaman hastaneye gitmiş miydin?
- 5 gün boyunca her gün gittim. Ama kimseyi tanımıyordum. Orada çok sahtekar bir ortam vardı. Tatlıses ailesi tarafından değil bu. Ziyaretçileri kast ediyorum. Herkes birbirine kart veriyordu. Bunlara şahit oldum. “Keşke kalkıp bunları görse” demiştim içimden. Kendi kendime babamla dertleşiyordum hastanede. “Baba buradayım ama hiçbir çıkarım yok” diyordum. Canlı yayına bağlamak istediler beni. Korkup hastaneden kaçtım. Çünkü orada sadece vicdanen bulunuyordum. Cem babamı kaybettikten sonra “Bir babam gitti ama bir babam daha var” dedim. Herkese nasip olmaz, insanlar bir babayı bulamıyor. Beni kabul etmese ve görüşmese de o dönemler, başıma bir şey geldiğinde bir telefonumla bana yardım edeceğini her zaman biliyordum. Vurulduğu haberini alınca da çok sarsıldım ve hemen hastaneye gittim.

◊ İdo ile tanışmanız nasıl oldu?
- Bir arkadaşımız tanıştırdı. İdo hastalanmıştı ve hastanedeydi. İdo, parmağı kesilse korkarak hastaneye giden bir çocuk. O zaman da soğuk algınlığı nedeniyle hastanedeydi. Ziyaretine gittim, orada tanıştık. 6-7 sene filan olmuştur. Ben müzik okuyordum o dönem. Gerçi 15 senedir okuyorum. İdo ise henüz müziğe başlamamıştı.

iDO iLE ÇOK iYi ARKADAŞ OLDUK

◊ İdo’yla tanıştığınızda hemen sevdin mi onu, yoksa ilk zamanlar mesafeli miydiniz?
- İdo sevilmeyecek biri değil ki. Çok komik ve çok iyi bir çocuk. Sonra birbirimizle görüşmek istedik. Birlikte stüdyoya gittik, kayıtlar yaptık. Tatile gittik. Hiç kopmadık. Yaşlarımız da yakın olduğu için çok iyi arkadaş olduk. İkimizin de müzikle uğraşması avantaj. Birbirimize şarkılarımızı dinletiyoruz.

◊ Düet projeniz yok mu?
- Çok istiyoruz. Ama ilk önce benim kendi şarkımı yapmam lazım. Önce Dilan Çıtak olmalıyım.

◊ Tatlıses’i unuttun...
- Dilan Çıtak olarak biliniyorum ya, o yüzden.

◊ İdo’yla aranızın iyi olduğunu biliyoruz. Peki diğer kardeşler ve aile fertleri sana nasıl yaklaştı?
- Ahmet Abi ve köydeki ablalarla konuşuyoruz. Elif Ada birtanem. Elif’in annesi Ayşegül Abla ile de sık sık görüşüyoruz.

BABAMIN ŞARKISINI SÖYLEMEK KOLAYA KAÇMAK OLUR

◊ Arabeski seviyor musun?
- Çok seviyorum. Fakat çok kolay söyleyebildiğim bir tarz değil. Hele İbrahim babamdan sonra... Sahnede birkaç tane İbrahim Tatlıses şarkısı söylüyorum.

◊ İbrahim Bey yorumuna ne diyor?
- Beğeniyor. “Günah Benim” şarkısını R&B ve arabesk karışık söylüyordum. Telefon açıp bu şarkıyı söyletiyordu. “Çok iyi şarkı, sana niye bunu yapmadık” dedi. Önce bizim rüştümüzü ispatlamamızı istiyor. “Ben kolay İbrahim Tatlıses olmadım, siz de kolay olmayacaksınız. Bunun birtakım getirileri ve götürüleri var. Bunlara hazırsanız bu yola gireceksiniz ve dayak yiye yiye olacaksınız” diyor.

◊ Ferdi Tayfur’un kızı Tuğçe babasının şarkılarını söyleyerek çıkış yaptı...
- Bana da “Babanın şarkısını söylersen patlarsın” diyorlar. Bir yanlışım da budur belki, bilemiyorum. Bu bana biraz kolaya kaçmak gibi geliyor. Şarkı bulamadığım için babamın şarkılarını söylüyormuşum gibi. Önce bir Dilan olayım, sonra zaten babamın şarkılarını söylerim.

◊ Oyunculuk yapmak istiyor musun?
- Aslında teklif gelmişti. Ama ben önce reklam filmi istedim. Saçlarım malum. Şampuan reklamı için çok uygun. Önce şarkım çıksın, sonrasında sırayla hepsi olur.

◊ Müzikten para kazanabiliyor musun?
- Kazanıyorum. Kimler kimler kazanıyor, ben kazanmazsam ayıp olur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Var mısınız sosyal medya temizliğine 02 Mayıs 2020 | 433 Okunma 1 Haziran’da açılacaksa, 3 Temmuz’da kapansın 01 Mayıs 2020 | 283 Okunma Virüsün iyi yanı 30 Nisan 2020 | 213 Okunma Müdavim hareketi 29 Nisan 2020 | 250 Okunma Marvel’in müzikleri 28 Nisan 2020 | 176 Okunma