İlk vampir dizimiz “Yaşamayanlar”ın galasından sonra Kerem Bürsin, “Bizi eleştirenler de olacaktır tabii” dedi...
Vallahi başına gelecekleri önceden görmüş.
İşte bugün ben onu yapacağım...
Oturdum gösterime sokulan ilk iki bölümünü hevesle izledim...
Gördüklerimden sonra Blu TV’nin hatırına bu perşembe yayınlanacak
iki bölüme daha şans vereceğim, aynı kabızlık devam ediyorsa geri
kalan 6 bölüme dönüp bakar mıyım sanmam...
Vampir dizisi çekmek zaten riskli bir iş, bir de bunu akmayan
senaryoyla, rejiyle, kurguyla ve hatta ve hatta akmayan
oyunculuklarla zorlaştırmanın ne alemi var...
İnternet platformları yenilikçi, görece özgür bir alan olarak
senaristinden, yönetmenine ve oyuncusuna kadar sektörde herkesi
heyecanlandırdı...
Ama yenilikçilik bu değil arkadaşlar...
İstanbul’da geçen bir vampir hikayesi deniyor, varilli, dumanlı,
karanlık arka sokaklarıyla İstanbul’dan çok New York özentisi
mekanlar...
Hem de karanlık Harlem’li yılları...
Vampir avcılarının haller, hareketler, kıyafetler hepsi sakil ve
özenti duruyor.
Senaristlerin, internetin özgürlüğünden anladıkları tek şey duman
altı olup, bolca küfür ettirmek herhalde...
Türkü Turan ana avrat sövmekten başka bir şey yapmıyor...
Elçin Sangu, Kerem Bürsin, Selma Ergeç’in hiçbir şekilde
oyunculukları geçmiyor, dizide rolünü satabilen kimse yok.
Bu onların kötü oyuncu olduğu anlamına gelmez, senarist ve
yönetmenin kafasının karışmış olduğunu bize gösterir.
Oturup sahne sahne yazılacak o kadar çok şey var ki şimdi
listeleyip eleştirerek yenilikçi işlerin önünü kesmek
istemem...
Son sözüm şu olur...
Bizim bu genç kuşak oyuncu ve yönetmen tayfasının hızla ‘biz
farklıyız’ kafasından uzaklaşması lazım.
Bir kaç teenage fandan alkış alacağız diye boşa enerji
harcıyorsunuz.
Kusura bakmayın ama burada tek yenilikçi olan Blu TV...
Platform olarak farklı
işler yapılmasının
peşindeler ama bu iyi niyetin giderek, sektördeki bazı kerameti
kendinden menkuller tarafından suistimal edildiğini düşünmeye
başladım...
Sosyal medya yasağı mı?
İdil ve Mert Fırat’ın Alaçatı’daki düğününde iyi ki cep telefonu
ve sosyal medya yasağı vardı...
Düğünde olmamama rağmen düğün pastasından, nikah anına, ilk
danstan, davetlilerin eğlencesine kadar her şeye hakimim...
Düğüne gitmiş kadar oldum.
Ya sosyal medya yasağı olmasaydı ne olacaktı merak ediyorum.
Demek ki neymiş, bu devirde sosyal medyaya yasak koymak
hikayeymiş.
Bu arada kına gecesindeki gibi olaylar olmadı, güzel ve şık bir
düğün gördük.
Mutluluklar diliyoruz çiftimize...
Sezon başladı
Dün itibariyle yeni eğitim öğretim dönemi özel okullarda
başladı... Devlet okullarında haftaya pazartesi başlayacak.
Biz 2’nci sınıfa başladık, küçük olan da çarşamba günü ana okuluna
başlayacak.
Allah çocuk okutan bütün anne-babalara kolaylık versin.
Çocuklara da zihin açıklığı...
Okulların açılması demek televizyonda da sezonun başlaması demek.
Dün itibariyle diziler, programlar tek tek ekrana dönmeye
başladı.
Ama asıl sezon haftaya devlet okullarının açılmasıyla 17 Eylül’de
başlayacak.
O tarihte başlayacak bir şey daha var;
Şehrin trafiği...