2005 yılının böyle sıcak bir yaz gününde, Kırıkkanat
havaalanından sahil boyu ilerlerken gördüğü manzara karşısında
dayanamayıp kinini kusmuştu:
“Don paça soyunmuş adamlar geviş getirerek yatarken, siyah çarşaflı
ya da türbanlı, istisnasız hepsi tesettürlü kadınlar mangal
yellemekte, çay demlemekte ve ayaklarında ve salıncakta bebe
sallamaktadırlar.”
G G G
“Aralarında mangalında balık pişiren tek bir aileye
rastlayamazsınız. Belki balık sevseler, pişirmeyi bilseler, kirli
beyaz atletleri ve paçalı donlarıyla yatmazlar, hart hart
kaşınmazlar, geviş getirip geğirmezler, zaten bu kadar kalın, bu
kadar kısa bacaklı, bu kadar uzun kollu ve kıllarla kaplı da
olmazlardı.”
G G G
Türk medya tarihinin nefret dili en yüksek bu satırlarının sahibi,
o dönem büyük bir mangal tartışmasının fitilini ateşlemiş, ırkçılık
yaptığı gerekçesiyle yerden yere vurulmuş, hakkında eleştiri
yazıları yazan meslektaşlarını mahkemeye vermişti.
Önceki gün Yeşilköy’de zabıtalar mangal operasyonu düzenleyip
piknikçilerin mangallarına el koyunca, Mine Kırıkkanat acaba bir
şeyler yazar mı diyerek Cumhuriyet’teki pazar yazısına baktım ama
hiç oralı olmadı.
Oysa “Ben yıllar önce demiştim...” diye başlayan yine ırkçı bir
söyleme imza atabilir, közlenmiş mangal ateşini yeniden
körükleyebilirdi pekala.
Ben bu mangal meselesine 12 yıl önce nasıl bakıyorsam bugün de öyle
bakıyorum; elbette Mine Kırıkkanat’ın karşı cephesinden.
Piknik ve mangal meselesi Türk kültürünün ayrılmaz bir
parçasıdır.
Kimsenin, insanların en büyük hafta sonu eğlencesini ellerinden
almaya da hakkı yoktur.
Valilik ve zabıta her hafta sonu İstanbul’un her yerini daha da
fazla denetlemeli, belirlenen yerler dışında mangal yapanların
mangallarına el koymalı, çöplerini sağa sola atanlara ceza
yazmalı.
Toplum olarak “ortak yaşam alanlarında mangal, piknik nasıl
yapılabilir”i öğrenmeliyiz...
10 farklı Bodrum
Bodrum’un içinde 10 farklı Bodrum var; kimi beach’te eğleniyor,
kimi balıkçıda akşam yemeğinde... Kimi münzevi hayatında... Kimi
halk plajında... Kimi teknesinde... Alaçatı ve Çeşme gibi değil
Bodrum. Büyük bir yarımada olduğu için birbirinden çok farklı hayat
tarzları sürüp gidiyor Bodrum’da... Mesela önceki gün Nikki Beach’e
giden bir arkadaşım, “Hiç bu kadar eğlenmemiştim” diye anlattı
izlenimlerini. Onun beklentisine göre bir eğlenceyi bulmuş belli
ki... Benim de izlenimim şu; Türkbükü beach’lerini daha genç kesim
tercih ederken, Nikki Beach, Mandarin gibi yerlerde bir kuşak üstü
göze çarpıyor. Ama Bodrum’da herkese yönelik eğlence var.
10 farklı Bodrum diyorum ya... İsteyene Nikki Beach, isteyene
Türkbükü, isteyene Gümbet barı...
Mülteciler konusunda Demet Akalın gibi düşünenlerin oranı nedir?