Ben Beyoğlu ve Cihangir sokaklarının pırıl pırıl olmasını, yolların ve kaldırımların yapılmasını alkışladım ama ilk büyük yağmurda yapılanın aslında ne kadar yanlış olduğu ortaya çıktı.
Beyoğlu’nda parkeler, asfaltlar sökülerek, kaldırım taşları
kaldırılarak sokakların tamamına beton döküldü.
Görüntü olarak kötü mü? Asla, tertemiz ve şık görünüyor.
Peki kullanım olarak?
İşte orada sorun var! Bunu yeni anladık.
Sokakların yapım aşaması şöyle işliyor.
Sokağın zemini önce tamamen sökülüp beton dökülüyor. Betonun
üzerine Arnavut kaldırımı görünümü verilen baskılar yapılıyor.
Onun üzerine bir kimyasal dökülüp, ince bir tabaka olarak
kaplanıyor.
En son olarak da vernik gibi bir cila çekiliyor tüm sokağın ve
kaldırımların üzerine.
Sonuç?
Kaldırımlar ve sokağın her noktası su geçirmeyen bir plastikle
kaplanmış gibi oluyor.
Aynı hastanelerde, stüdyolarda kullanılan epoksi zeminler
gibi...
Parlak görünümü de kolay kolay bozulmuyor sokağın.
Şu an ortaya çıkan durum ne biliyor musun?
Kedi ve köpekler bırakın tuvaletlerini yapacak, koklayacak bir
toprak parçası bile bulamıyorlar sokaklarda.
Hayvanların yollara mecburen yaptıkları kaka ve çişler asla toprak
tarafından emilemiyor.
Öylece kalıyor, çünkü sokakların zemini yapışmayan teflon tavalar
gibi.
Daha da önemlisi yağmur ve sel meselesi.
Yağan yağmuru bu teflon sokakların asla emmediğini son sel
felaketinde yaşadık.
Suyu asla tutmuyor sokaklar; güldür güldür akıp gidiyor, sonra da
şehirde alçak yerleri su basıyor.
Gezi olayları sonrasında sokaklardaki parke taş ve kaldırımların
polise karşı kullanılmaması için bu çözümün bulunduğu, yekpare
beton kaldırımlara dönüldüğü iddia edilmişti.
Ancak bu teflon sokakların doğru çözüm olmadığı kısa sürede ortaya
çıktı, hem sokak hayvanları hem insanlar için.
Bir Dilber Ay bombası:Adına da Derler Seks