◊ İlk kez Türk sanat müziği albümü yaptın. Yıldırım
Gürses’in şarkılarını okumaya nasıl karar verdin?
- Aslında ben nostalji albümü gibi, hayatıma dokunan şarkıları pop
tarzında yorumlayacağım bir çalışma yapacaktım. Ama ayaklarım geri
geri gidiyordu. İçime sinmeyen bir şey vardı. Şarkıları seçmiştim
üstelik. Aralarında birkaç tane Yıldırım Gürses şarkısı da vardı.
Yıldırım beyin oğlu Beyazıt arkadaşımdır. Maalesef Yıldırım beyi
şahsen tanıyamadım. Ben onun bütün şarkılarını bildiğimi
düşünürdüm. Beyazıt’a albümümü anlatınca, o karşıma 350 şarkı koydu
ve tüm şarkılarını bilmediğimi anladım. Sadece iki şarkıyla
yetinemedim. Beyazıt’a “Bunu albüme çevirelim” önerisinde bulundum.
Çok sıcak baktı. Kafamdaki konsept albüm böylece anlamını
buldu.
◊ Klasik Türk müziği eğitimin var mı?
- Yok. Benim sahneden eğitimim var. Uzun zamandır sahnede 45 dakika
fasıl bölümü yapıyorum. Benim şan eğitimim batıdır. İstanbul
Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda tam zamanlı tiyatro, yarı
zamanlı da şan okudum.
◊ Bugüne kadar Yıldırım Gürses şarkılarını pop tarzında
seslendiren olmadı mı?
- Tek tük var. Sanat müziği haricinde en çok seslendiren isim Ajda
Pekkan.
◊ Aile mi vermiyor şarkıları, yoksa kimsenin aklına mı
gelmiyor?
- Oğlu Beyazıt bu konuda çok hassas. Ben albümü bitirene kadar
sektörden birçok insan “O albüm çıkmaz” dedi. Albümü bitirdiğimi
söylediğimde de inanamadılar. Beyazıt bu konuda biraz mimlenmiş.
Ama ben onun hassasiyetini anlıyorum. Bütün eserleri önemsiyor. Çok
haklı. Onun yerinde olsam ben de aynı şekilde özenirdim.
BÜLENT HANIM TEK BİR HATA BULAMAZ
◊ Ya Bülent Ersoy çıkıp “Orası öyle mi okunur!” diye
eleştirirse seni...
- Eleştireceğini zannetmiyorum ama olursa da bir sakınca yok. Çünkü
çok doğru isimlerle çalıştım. Mesela “Gurbet” uşşak makamıdır, o da
zor bir makam. O yüzden ekstra çaba sarf etmem gerekti. Çalıştığım
arkadaşlarım Selim Çaldıran, Ceyhun Çelikten ve Erkin Arslan Türk
müziği iyi bilen isimler. Dolayısıyla Bülent hanım tek bir hata
bile bulamaz. Ama yorum kısmına karışamam.
◊ Son yıllarda popçuların peş peşe sanat müziği albümleri
çıkıyor. Onları nasıl değerlendiriyorsun?
- Türkiye’deki popçuların çoğu sanat müziği eğitimlidir. Mesela
Tarkan, Gökhan Tepe gibi isimler Türk müziği eğitiminden geçmiştir.
Sanat müziğini benden daha hakim söyleyen popçu arkadaşlarımız var.
Bunun başında Gökhan Tepe gelir. Hakan Altun da Türk müziği
mezunudur. Onu da severim. Tarkan’ın sanat müziği albümü de çok
güzeldi.
◊ Bu şarkıların kuşaklara aktarılmasını çok doğru buluyorum
da genç kuşakta bunun alıcısı var mı?
- Bence var. Eserden çok bestecinin, ozanın yakalanması çok önemli
bu arada. Örneğin benim yaptığım ya da Athena’nın yaptığı şey Neşet
Ertaş’ı tanımayan birine tanıtacaksa bu bir hizmettir. Herkes Neşet
Ertaş’ı Kubat gibi ya da İsmail Altunsaray gibi söyleyemez. Bunlar
benim hayran olduğum isimler. Athena’nın türkü söylemesi ya da
Tarkan’ın Âşık Veysel yorumu bence çok önemli. Bunlar ozanları
yeniden gündeme getirip tanıtabilir.
◊ Bu albümdeki şarkıları radyolarda çaldırabilecek misin?
Pop radyoları belki de sanat müziği deyip
çalmayacak...
- Bu, sadece saz ekibiyle çalınmış bir albüm değil. Yıldırım
Gürses’in en önemli özelliği Türk müziğine çok sesliliği getirmiş
olması. Batı enstrümanları ve vokal grubu da kullandı. Benim
albümümde de böyle yapıldı. Altta çok sağlam bir batı grubu, üstte
de sazlar var. Bazı şarkılar şu anda yapılan pop müziğe çok uzak
değil.
◊ Kolay tüketilen pop şarkılar daha revaçtaymış gibi bir
algı var...
- Dünyanın her yerinde öyle. Pop müzik tuzlu ay çekirdeği gibi.
Fazla yersen dudakların şişer. En fazla vereceği zarar odur. Ama
çok bir faydası da yoktur. O an eğlendirir seni. Ama onların içinde
de klasikleşecek ve sonraya kalacak çok değerli sözler var.
Türkiye’de söz kültürü çok önemli. Ozan kültüründen geldiğimiz
için.
◊ Sence iyi sözler var mı?
- Var. “Sokaktaki köpek kadar gururlu ol bağır yüzüme” mesela çok
güzel bir söz. Serdar’a (Ortaç) da söylerim bunu. Onun gibi birçok
arkadaşımızın yazdığı güzel sözler var. Bazen kendi şarkılarımın
sözlerine de “Ne güzel yazmışım” diyorum.
◊ Eski şarkıların için mi yoksa yeni şarkıların için mi
söylüyorsun bunu?
- Klasik olan şarkılarımın dışında çok popüler olmayan bazı
şarkılarımın sözleri de karşıma çıkıyor. Yıllar sonra dinlerken
bazıları çok hoşuma gidiyor.
SEZEN AKSU BİLE BENİ ALBÜM YAPMAYA İKNA EDEMEDİ
◊ Niye geç şöhret oldun?
- Beni kimse albüm yapmaya ikna edemedi. Çünkü ben sadece oyuncu
olacaktım. Sezen Aksu bile ikna edemedi. Bana ilk albüm teklifini
1995 yılında yaptı. Sezen’le Dalmaz Center’da çalışmaya başladık.
Sonra Rumelihisarı konseriyle devam ettik. O zaman vokaldeydim.
Sezen “Sana albüm yapalım” dedi, “İstemem” dedim. O zaman herkes
albüm yapmak için Sezen’in kapısında yatıyordu. Sonrasında Sezen
benimle çok dalga geçti.
◊ İlk albümün kaç senesinde çıktı?
- 1999 yılında. Ben oyuncu olmak istiyordum. Şarkıcılık geçici diye
düşünüyordum. En fazla müzikalci olurum demiştim.
◊ Sonradan pişman oldun mu?
- Yapmadığım şeylerle ilgili pişmanlığım olmaz. Çünkü yapmadığım
şeyin sonucunu bilmiyorum. Yaptıklarımın iyi de olsa kötü de olsa
sonucunu biliyorum.
◊ İlk çıktığın dönem çok popülerdin. Sonrasında Çağla
Şıkel’le evliliğinde duraklama dönemi yaşadın. Şimdi tekrar çıkış
dönemin mi olacak?
- Şimdi hayatta tek başımayım ve kendi planımı, programımı
düşünmekten başka bir işim yok. Çocuklarım birinci sırada geliyor.
Onların haricinde sadece kendim varım. Evlilik sürecinde eve
kanalize ettim kendimi. Çok da keyif aldım. İyi ki de yapmışım.
Çocukların bebeklikleriyle ilgilendim. Çok iç içeydim. Çağla da onu
iyi becerdi. Bir dönemi işi bırakarak geçirdi. Sonra bütün gücüyle
işe sarıldı. Ben onu yapmadım ya da yapamadım bilmiyorum. Öbür
taraf beni daha cezbetti. Evi çekip çevirmek, aile reisliği filan
iyiydi benim için.