Ne yalan söyleyeyim Brigitte Bardot topa girmese bu Hollywood tacizleri olayını sürdürmeyecektim.
Hürriyet Pazar’da Mehmet Y. Yılmaz eleştirdi beni, “Evet Cengiz,
‘kadına ne kadar hoşsun, seni çok beğeniyorum’ demek tacizdir”
dedi.
Eğer kadın eski tabirle ‘pas atmadıysa’ diye de ekleyerek.
Ayşe Arman da bu eleştiriye imzasını attı.
İyi de Mehmet Abi, işin püf noktası tam da burası değil mi; kadının
pas attığını nasıl anlayacağız?
Kimine göre bakmak bile pas atmak olabilirken, senin gibi bir
centilmene göre (bana göre de) karşılıklı yemek yemek bile pas
değildir.
Senin de dediğin gibi flörtle taciz arasında çok ince bir çizgi
var.
Gazetecilik kariyeri başarılarla dolu, karizması yerinde bir erkek
olarak senin de hayatında kim bilir, “Ne kadar hoşsun, seni çok
beğeniyorum” dediğin ne kadar çok kadın olmuştur.
Şimdi onlar çıkıp buna
taciz dese...
Catherine Deneuve’un işi sulandırdınız dediği de bu işte.
Bakın ona bir başka büyük yıldız Brigitte Bardot destek verdi:
“Cinsel tacize uğradığını söyleyen kadınlar rolleri kaparken iyiydi
ama... Bu kadın oyuncuların çoğu ikiyüzlü ve gülünç” dedi.
Şimdi buna ne diyeceğiz?
Hollywood’ta cinsel tacize göz yumup rol kapan kadınlar, kim bilir
kaç yetenekli kadının önünü kesti, onların haklarını neden
tartışmıyoruz?
Hiçbir ünlü gelemez
Geçen hafta Yeşim Salkım’ın TV8 sunucusu Seda Akgül hakkında
uzaklaştırma kararı aldırmasını kabul etmeyen mahkemeyi
alkışlamıştım.
Yeşim Salkım yememiş içmemiş başka bir mahkemeye gitmiş ve bu sefer
uzaklaştırma kararı aldırmayı başarmış.
Aldırdığı kararı göndermiş bana; “Bak nasıl yaptım” der gibi. İyi
yaptın!
Şimdi 4 ay boyunca Seda, Yeşim’e 100 metreden fazla
yaklaşamayacak.
Hakaret, aşağılama ve küçük düşürücü söz ve davranışlarda
bulunamayacak.
Bu arada Hande Yener de mahkemeye başvurup Seren Serengil hakkında
uzaklaştırma kararı aldırmış. Seren de 2 ay boyunca Hande’ye
yaklaşamayacak, hakaret, aşağılama ve küçük düşürücü söz ve
davranışlarda bulunamayacak.
Kadına şiddeti önlemek için çıkarılan bir yasanan magazin kadınları
elinde ne hale geldiğini görüyor musunuz?
Herkes beğenmediğiyle ilgili uzaklaştırma kararı aldırıyor.
Bu gidişle yakında davetlere, galalara katılabilecek hiçbir kadın
şarkıcı kalmayacak.
Çünkü hepsinin birbirleri hakkında uzaklaştırma kararı var.
Birbirlerine 100 metreden yakın durmaları imkansız.
Ben böyle bir saçmalık görmedim.
Bacak kırmak bel kırmak...
Türkiye’nin en büyük sosyal/sağlık problemi ne sigaradır ne de
alkol.
Uyuşturucudur...
Peynir ekmek gibi uyuşturucu satılıyor. Uyuşturucu kullanım yaşı
10’lara kadar düştü.
Sokakta 5 liraya bonzai alabiliyorsunuz.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun emniyet görevlilerine söylediği,
“Uyuşturucu satıcılarının bacaklarını kırın, suçu bana atın sözünü”
hâlâ tartışıyor olmak saçma.
Bir kararlığı göstermek için söylenen sözü alıp, demokrasiye
uymadığını mı tartışacağız, Soylu’nun uyuşturucu satıcılarına göz
açtırmayacaklarını söylemesini alkışlayacak mıyız?
Ben ikincisini yapan taraftayım.
Yarın gazetelerde “Uyuşturucu satıcılarının beli kırıldı” diye bir
haber görsek ne anlayacağız.
Gerçekten emniyet görevlilerinin uyuşturucu satıcılarının belini
sopayla kırdığını mı?
Yoksa büyük operasyon yapıldığını mı?
Başbakana bile olayı ciddiye alıp, “Emniyet güçleri hukuk
çerçevesinde kalın” açıklaması
yaptırdınız ya....
Habertürk inattan vazgeçti