◊ Kendini bir şey sanan, “Buraların sahibi benim” havalarında
dolaşan...
◊ Emrindeki zabıta memurunu, bayılmasına neden olacak şekilde
tokatlayan...
◊ Oturduğu koltuğu yanında çalışan emekçilere höt-zöt yapmak makamı
sanan...
İstanbul Zabıta Daire Başkanı’nı anında görevden alıp, soruşturma
başlattınız ya...
Sayın İBB Başkanı Mevlüt Uysal, bir büyük alkışı hak ettiniz.
Olayın üzerini örtmeye çalışmadığınız, görmezden gelmeye
kalkmadığınız, geçiştirmediğiniz, “İki tokat canım işte” deyip
geçmediğiniz, bir zabıta memurun onuruna, haysiyetine sahip
çıktığınız için tebrikler.
Koltuk sahibi kendini bilmezlerin, personeline nasıl davranması
konusunda herkese güzel bir ders verdiniz.
Mutluluklar...
Reha Erdoğan, yıllarca Hürriyet’in görsel yönetmenliğini yapmış,
yıllarca gazetede yan yana çalıştığımız arkadaşımız.
Müge Dağıstanlı, Posta’nın magazin servisi müdürlüğünü başarıyla
yapan, yıllarca televizyonda birlikte çalıştığımız
arkadaşımız...
Ben onları yıllardır ayrı ayrı tanıyorum ama onların yolu geçen yıl
kesişti ilk olarak.
Sonra ilişkileri aşka, aşkları evliliğe dönüştü.
Geçen akşam nikâh masasına oturdular.
İkisini de tanıdığım için bu evlilikten çıkacak tek şeyin ne
olacağını biliyorum; mutluluk.
Umarım ömür boyu sürer...
Çiğköfteden pasta mı?
Müzik yapımcısı Polat Yağcı, 40’ıncı yaşını birbirinden ünlü
şarkıcıların katıldığı bir partiyle kutladı.
Ama o da ne!
Doğum gününde ortada çiğköfteden yapılmış bir pasta...
Daha önce ne duydum, ne gördüm böyle bir şeyi.
Çiğköfteden üç katlı bir pasta yapılmış, masanın üzerinde
duruyor.
Bıçakla mı kesiliyor, ellerle parçalanıp mı yeniyor bu pasta
bilmiyorum...
Ama sonra gönderenin İbrahim Tatlıses olduğunu öğrenince anlam
verebildim pastaya.
Sonuçta dükkanlarında en iyi çiğköfteyi yapan isim İbrahim Tatlıses
ve doğum günleri için böyle bir gelenek başlatmış olabilir.
Ama yine de benim için fazla.
Bu arada Polat’a nice yıllara diliyorum.
Çiğköfteden pastayı nasıl kestiğini anlat bana bir ara...