Medyanın ne işe yaradığını bilmiyorlar.
Sadece ve sadece alkışlanmak, pohpohlanmak istiyorlar.
En ufak bir eleştiride ağızları bozuluyor, son Arda Turan örneğinde
olduğu gibi gazeteci dövmeye kalkıyorlar.
İstiyorlar ki oynadıkları futbol hep alkışlansın, dizileri hep
beğenilsin, oyunculukları hep övülsün...
Edindikleri parayla, güçle, kariyerle, popülariteyle istedikleri
her şeyi yapabileceklerini sanıyorlar...
Para ve şöhret çok hızlı kana karışınca kimyaları bozuluyor.
Arda gerçekten de çok iyi bir insan... Ama iyi insanlar 60 yaşını
devirmiş babasından büyük bir büyüğünün boğazına sarılmaz, ana
avrat küfretmez, üzerine saldırmaz...
Yazdığını beğenmeyebilirsin, gazeteci yanlış/abartılı yazmış
olabilir, senin de gazeteler kadar okunan sosyal medya hesabın var
yanıt verirsin olur biter...
Selam vermezsin, görmezden gelirsin geçer gider...
Hakaret varsa, haksızlık varsa da gider hukuki yollardan hakkını
ararsın.
Ne demek saldırmak, dövmeye kalkmak, boğazına sarılmak?
Dağ başı mı burası?
Bunu yapan da milli takımın kaptanı...
Üstelik sadece gazeteciye değil, “Seni bu uçağa alanın...” diyerek
Fatih Terim’e ve Federasyon Başkanı’na da hakaret ediyor.
Ve aynı uçaktaki yetkililerden kimse Arda’ya ses çıkarmıyor...
Dövmeye kalktığın Bilal Meşe mesleğe 45 yılını vermiş biri...
300’ün üzerinde milli maçı yerinde izlemiş, Arda’dan önce de
meslekte, muhtemelen Arda’dan sonra da olacak...
Ayrıca sana bir şey söyleyeyim Arda, Futbol Federasyonu Bilal
Meşe’yi sadece uçağa almakla kalmıyor röportajını bile sitesinde
yayınlayarak onurlandırıyor.
Yerden göğe kadar haklı olabilirsin Arda ama öfkene hakim olamayıp
değil mi ki şiddete başvurdun, savunulacak hiçbir yerin
kalmadı.
Açıklamasında, “Belki yaptığım doğru değil ama dürüstçe, onurlu,
şerefli bir davranış” diyerek de şiddeti kutsuyor hâlâ...
Belli ki Arda’nın sinirleri çok yıpranmış durumda...
Özel hayatı, Barcelona kariyeri falan derken kendisine hiç
yakışmayan bir olaya imza attı...
İtiş kakış haberciliği
Yıllardır yaza yaza galalarda, siyasetçilerin basın
toplantılarında kamera ve muhabir kargaşasını bir nebze
düzelttik...
Ama düzelmeyen yerler var.
Mesela pazartesi günü Deniz Seki’nin tahliyesi...
Günler öncesinden ne zaman tahliye olacağı, hangi kapıdan çıkacağı
belli... Pazartesi sabah erken saatlerden itibaren de onlarca
kamera, gazeteci ve hayranlarından oluşan kalabalık Bakırköy Kapalı
Kadın Cezaevi önünde beklemeye başladı...
Deniz Seki’nin çıktığı an ne yaşanacağı o kadar belli ki, kimse
önlem almıyor.
Ve beklenen an geldi, beklendiği gibi de oldu.
Kameralar ve yüzü aşkın insan aynı anda kapıya hücum etti.
Sonuç?
Ortada ne doğru düzgün bir fotoğraf var, ne doğru düzgün
görüntü...
Birbirini itip kakan kameramanlar, Deniz’e ulaşmaya çalışan
hayranlar, büyük bir kargaşa ve ortaya çıkan çirkin görüntüler.
Deniz Seki o kargaşada açıklama bile yapamadı.
Herkes en iyi görüntüyü, açıklamayı almaya çalışırken, olay kimseye
yar olmadı.
Oysa gazetecilerin duracağı yer belli olsa, kapının beş adım
gerisine bir bariyer çekilip gazeteciler arkasına geçse herkes en
güzel görüntüyü alacak.
Belki Deniz Seki de kargaşadan rahatsız olmayıp çok daha fazla
konuşacak.
Kulisten Tarkan ve Gülşen izlenimi
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi tarafından düzenlenen Yılın
Mimar Sinanları ödül töreninde Tarkan, Gülşen ve Ozan Çolakoğlu’nu
gördüm...
Gecede biz de Seren Serengil’le ödül alanlar arasındaydık ve üç
ünlü isme kulis ziyaretine gittim. Ayaküstü muhabbetimizden
‘fiziksel’ izlenimlerimi aktarıyorum...
1- Tarkan hakkında çıkan kilo aldı haberlerinin hiçbir doğruluğu
yok, son yıllarda gördüğüm en fit Tarkan’la karşılaştım. Yediğine
içtiğine dikkat ediyormuş ve çok iyi görünüyordu Tarkan...
2- Gülşen’e annelik yakıştı, beyazlar içinde her zamanki gibi
farklı bir kıyafet tercih etmişti. Ben hamileliği döneminde de,
sonrasında da Gülşen’in formunu hep alkışladım... O yüzden geçen
gün çıkan ‘basen bölgelerinde çatlaklar göze çarptı’ cümlesi çok
ayıptı...
3- Tarkan ve Gülşen için söylediğim sözleri ne yazık ki Ozan
Çolakoğlu için diyemiyorum. Ozan’ı kilo almış gördüm. Babalık kilo
olarak dönmüş Ozan’a, acilen diyet şart...