Kadına şiddeti önleme amacıyla yürürlüğe konulan uygulamanın
istismar edildiğini bir tek ben bas bas bağırıyorum.
6284 sayılı “Ailenin korunması ve kadına şiddetin önlenmesi”
kanununa göre mahkeme uzaklaştırma kararı için başvuran kişinin
talebini hemen yürürlüğe koyuyor.
Bunun kağıt üzerinde çok da mantıklı bir gerekçesi var.
Kadın tehlikede olabilir, uzaklaştırma kararı verilen kişiyi
araştırmakla zaman kaybedilir, bu arada istenmeyen saldırılar
olabilir.
Bu yüzden uzaklaştırma kararı kim olursa olsun hemen yürürlüğe
konmalı.
Güzel ama pratikte garip...
Adam, tartıştığı üst komşusu için mahkemeye koşup uzaklaştırma
kararı aldırıyor. Sonuç? Adam oturduğu apartmana giremiyor.
Apartmana girerse, alt kattaki komşusuna 50 metreden fazla
yaklaşacağı için suç işleyecek çünkü.
Adam “Çoluğumun, çocuğumun yanına, evime giremiyorum” diyor,
dinleyen yok.
Denemesi bedava...
Sokaktaki bakkal için “Bu adam bana saldırabilir” deyin,
uzaklaştırma kararı cebinizde.
Adam size 50 metre yaklaşmış olacağı için dükkanını bile
açamaz.
Magazin dünyasında da sürekli istismar ediliyor bu uygulama.
Sevmediği, tartıştığı kişi için uzaklaştırma kararı aldıran
aldırana.
Yaza yaza sonunda dikkat çektik, neyse ki bu istismarı fark eden
hakimler çıkmaya başladı.
Yeşim Salkım, sunucu Seda Akgül’den korunma talebinde bulundu.
Gerekçe ne?
Seda gördüğü yerde saldıracak mı Yeşim’e? Dövecek mi, eline sopayı
alıp sokaklarda mı kovalayacak?
Bunu yapmayacağını Yeşim Salkım da çok biliyor ama yine de korunma
talebine bulunuyor.
Çünkü televizyonda kendisi hakkında onur kırıcı, küçük düşürücü
konuşuyormuş Seda Akgül...
Yeşim Salkım’ın derdi kadına şiddeti önlemek için çıkarılmış bir
uygulamanın arkasına sığınarak, ekrandaki bir sunucuyu
susturmak.
Yeşim Salkım da magazin yorumculuğu yapıyor, hakkında her konuştuğu
kişi mahkemeye başvurup uzaklaştırma kararı aldırsın o zaman...
Neyse ki hakimlerimiz bu istismarı görmeye başladılar. Mahkeme
Yeşim Salkım’ın bu talebini reddetti. Bu talebin ‘ailenin korunması
ve kadına şiddetin önlenmesi’yle ilgili 6284 sayılı kanun
kapsamında olmadığına karar verdi.
Elinize, aklınıza sağlık sayın hakim.
Her aklına esenin uzaklaştırma kararı aldıramayacağını herkese
gösterdiniz.
Bu karar emsal teşkil etmeli.
Magazin dünyasının ünlüleri kafasına estiğinde uzaklaştırma kararı
aldıramamalı.
Nefes deyip geçmeyin
Geçen gün nefes eğitmeni Cenk
Devrim Ulusoy’la tanıştım.
Türkiye’de 40’ın üzerinde rekor kırmış bir serbest dalış
sporcusu.
2 dünya şampiyonluğu, 1 Avrupa şampiyonluğu, 1 dünya ikinciliği ve
çok sayıda Türkiye şampiyonluğu olan bir isim.
Normal bir insandan 2.5 kat fazla, 13.5 litrelik bir akciğer
kapasitesine sahipmiş.
Bu özelliğiyle serbest dalışta kazandığı başarıların üzerine nefes
eğitmenliğini eklemiş.
“Hiçbirimiz doğru nefes almayı bilmiyoruz” diyerek başladı
anlatmaya bana nefes işini...
◊ Günde ortalama 24 bin defa nefes aldığımızı, doğru nefes
aldığımız takdirde bunun 18 bine düşebileceğini...
◊ Çocuklara mutlaka nefes dersleri verilmesi gerektiğini...
◊ Üst üste 5-6 kez yapılacak seanslarla doğru nefes almanın
öğrenilebileceğini...
◊ Doğru nefes almanın panik atak rahatsızlığına iyi geldiğini bir
çırpıda anlattı bana.
Son yıllarda moda olan bu nefes derslerine o kadar mesafeliydim ki,
Cenk Devrim Ulusoy yaptığımız yarım saatlik sohbette bakış açımı
değiştirdi.
“5-6 seans ders alsam serbest dalış şampiyonu olurum” diye
takıldım.
İşin şakası bir yana, bu nefes alma işinin hafife alınmayacak bir
mesele olduğunu öğrendim.
Nefes eğitimi üzerine “Tek Nefes” adlı bir kitap yazan Cenk Devrim Ulusoy, nefes seminerlerini Cihangir’deki atölyesinde sürdürüyor.
Polis sarhoş iki kadına nasıl davranmalı?