Son 3 gündür içimiz yana yana izliyoruz, Gara’da 13 vatan evladının şehit edilmesi sadece ailelerini değil millet olarak (ki bazıları hariç, onlar kendilerini biz de onları gayet iyi biliyoruz) hepimizin yüreğine ateş düşürdü, acısı ağır oldu ama, bu evlatlarımız üzerinden yürütülen devletimize yönelik çirkin algı operasyonu daha da ağır oldu.
Ne evlatlarımızın acımasızca katledilmesini, ne de onlar üzerinden devletimize yapılan saldırıları kabul etmemiz mümkün değil. Ve tabii gerçekler dün devletin iki bakanınca yüzlerine vurulduğunda o terör sevicilerinin hala koltuklarında oturuyor olmalarını, yüzlerine atılan şamara gülerek karşılık vermelerini, ucuz polemiklere girmelerini seyretmek bile insanın kanına dokunuyor o başka…
Bırakın devlet karşıtlığını azıcık insan olma erdemliğini taşıyan birinin bile bu gerçekler karşısında yüzünün kızarması, arlanması gerekir. Ama nerde?
Özellikle dün İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun PKK=PYD=HDP’nin ve onların destekçilerinin yalanlarını tek tek anlatan, gerçekleri açıklayan Meclis konuşmasının her bir kelimesi, her bir cümlesi milletin gönlünü ferahlatırken, kendisinin de söylediği gibi bizim değil ama dış dünya tarihinin ısrarla yazmak istediği yanlış kaydı engelledi.
İŞTE O GERÇEKLER