Ailesinin hikâyesi 1944 yılında, Stalin'in Kırım Tatarlarını vatanlarından koparması ile başlıyor. Kırım'ın acı dolu hikâyesi ise bundan birkaç yüzyıl önce.
Eurovision yarışmasını bu sene Ukrayna adına kazanan Cemile ile
aylar önce yaptığım mülakatta, şarkının aslında ait olduğu
toprakların ve ailesinin hikâyesi olduğunu söylemişti:
“Ben bu şarkıya '1944' adını verdim, çünkü bu şarkı ailemin
hikâyesinden esinleniyor. Şarkıyı geçen yıl yazdım ama aslında
ortaya çıkışı benim çocukluğuma dayanıyor. Bu şarkı büyük
büyükannemin bana küçükken anlattığı hikâyelerden esinleniyor. O
bana sürgünden bahsetti, Kırımlı Tatarların yaşadıklarından. Bana
yaşananların korkunçluğundan bahsetti. Benim için bu konuda şarkı
yazmanın ne kadar zor olduğunu anlatamam. Gerçekten canımı çok
acıtıyor, ne zaman bu şarkıyı söylesem hüzünleniyorum. Ama ben bu
hikâyenin ortaya çıkmasını ve duyulmasını istedim. Çünkü büyük
büyükannem kızlarından birini Sovyetler'in gerçekleştirdiği bu
sürgün esnasında kaybetti. Ben bu etnik temizliği anlatmak istedim.
Gelecekte buna benzer şeyler yaşanmasın diye...”
Peki, Cemile'nin ailesinin de mağduru olduğu, tarihin karanlık
sayfalarından biri olan 1944'te neler yaşandı?
Osmanlı, Kırım Hanlığı'nı 1475'te Fatih Sultan Mehmet döneminde
fethetti ve Küçük Kaynarca Anlaşması ile kaybetti. Bu anlaşma ile
Kırım önce bağımsız hâle geldi, 1783'te ise Rus işgaline uğradı.
Kırım'daki Kıpçak Türkleri'ni hedef alan nüfus politikaları da bu
dönemde başladı. Dilleri yasaklandı, entelektüelleri hapse atıldı.
Baskılar Sovyetler döneminde de devam etti. 1928-1939 yılları
arasında 35.000 Kırım Türkü'nün ya hapse atıldığı, ya da sürüldüğü
belirtiliyor.