Taksim Meydanı'nda adım atılacak alan yok. Hıncahınç dolu.
Meydan her renkten insanla ve tek bayrakla dolu. Kırmızı Beyaz Türk
bayrağı ellerde.
Zaman zaman tekbir getiriyor kalabalık, diğer zamanlarda ise
Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine sloganlar atılıyor. Seslerin bazısı
kısık, kalabalığın içinde 24 saattir sokakta olanlar azımsanacak
sayıda değil.
Sadece Türkler yok meydanda. Meraklı turistlerin yanında, eline
Türk bayrağı almış Araplar da var.
MHP'liler kurt işareti yapıyor. Üzerinde Atatürk tshirt'ü ile gelen
Kemalistler bu kalabalık içinde garipsenmiyor.
Türkiye'nin tüm renklerini gösteren bir protestocu kitlesi, Türkiye
tarihinin en karanlık gecesinin arkasından "bir daha asla" demek
için toplanmış.
Orta Doğu'ya dair bütün klişelerin yıkıldığı, insanlık tarihine
geçecek bir direniş gösterdi Türkiye. Demokrasisini ve ülkesini
korumak için her görüşten insan canları pahasına sokağa çıktı.
Rastgele atılan kurşunlara, tanklara kendilerini siper ettiler.
Orta Doğu'da Müslümanlar demokrasi istemiyor ve "İslam ile
demokrasi birlikte varolamaz" diyen herkesi çürütecek bir fotoğraf
koydular ortaya.
Gencecik bir göstericiye "niye buradasın bu akşam?" diye soruyorum,
“Aslında kutlama yapmak için gelmiştik ama o kadar kutlama
havasında da değilim. O kadar insan şehit oldu” diyor. "Neyi
kutluyorsun?" dediğim zaman ise tek cümle ile cevap veriyor:
“Darbenin olmamasını. Darbe çünkü sadece başkanlığa değil, tüm
vatana bir ihanettir ve asıl diktatörlük o zaman başlar.”