Ceren Kenar Türkiye Gazetesi

Ali Haydar'ın tuhaf hikâyesi

Şu an Suriye rejiminin Ulusal Uzlaşı Bakanı olan Ali Haydar, Türkiye kamuoyu ile 2012 yılının Nisan ayında tanıştı. Radikal gazetesi köşe yazarı Fehim Taştekin'in bir röportajı ile Türkiye kamuoyuna...

30 Temmuz 2015 | 339 okunma

Şu an Suriye rejiminin Ulusal Uzlaşı Bakanı olan Ali Haydar, Türkiye kamuoyu ile 2012 yılının Nisan ayında tanıştı. Radikal gazetesi köşe yazarı Fehim Taştekin'in bir röportajı ile Türkiye kamuoyuna takdim edildi.
O tarihlerde, Taştekin şu an yaptığı gibi Suriye ordusunun kontrol ettiği Halep'te, Suriye ordusuyla birlikte savaşan unsurlarla zafer işareti yapmıyor, “muhalifler” ile görüşüyordu.
Bu takdimi Taştekin'in cümleleri ile hatırlatalım: “Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi, Suriye içindeki rejim ile silahlı muhalefet arasında sıkışıp kalan muhalif partilerin önde gelenlerinden biri.” Peki ne diyordu bu “önde” gelen muhalif Ali Haydar? “Muhalif Sosyal Milliyetçi Partisi lideri Ali Haydar'a göre, dış destekli silahlı gruplar devrim sürecini çalıyor. Gerçek muhalefet, silahlı muhalefetle devlet arasında kurban ediliyor.”
Röportajın zamanlaması epey manidardı...
Suriye'de henüz el-Kaide'nin olmadığı ve Özgür Suriye Ordusunun ortaya epey spontan şekilde çıktığı günler. Rejimin barışçı göstericileri tanklarla, kurşunlarla bastırması üzerine, mahalle delikanlılarının beylik silahlarını alıp gösterici arkadaşlarını korumak için sokağa çıktığı günler. Yani devrimin, isyanın en masum zamanları.
Taştekin'in sunuşu ile “gerçek muhalefetin” temsilcisi olan Ali Haydar, Lübnan'da Suriye rejimi muhaliflerine kan kusturan Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi lideriydi. Taştekin'in sunuşu ile “gerçek muhalefetin” temsilcisi olan Ali Haydar, Lübnan'da Suriye rejimi muhaliflerine kan kusturan Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi lideriydi. Taştekin SSMP hakkında biraz google araması yapsa, partinin muhaliflerinin parti ambleminin Nazi'lerin sembolü olan svastika'dan ilhamla geliştirildiğine yönelik iddialarını okumuş olurdu. Partinin 1930'ların ortasında Nazizm ve Hitler'den etkilenmiş kişiler tarafından kurulduğunu da bu basit internet taramasında öğrenebilirdi. Bu partinin ideolojisinin Hafız Esad'a yol gösterdiği ve rejimin ideolojik arka planının bu partinin bazı fikirlerinden alındığını öğrenirdi. Hafız Esad'ın eşi Enise Asad'ın akrabalarından birinin partinin üst düzey yöneticilerinden olduğunu da elbette. Esad rejimi ile SSMP arasındaki iş birliğinin ideoloji düzeyinde kalmadığı ve Suriye rejiminin özellikle Lübnan'daki kirli işlerini bu parti üzerinden yaptırdığı da sır değil. Parti'nin sadece Lübnan'da değil, Avrupa'da gerçekleştirdiği kanlı terör eylemlerinin Suriye istihbaratı tarafından organize edildiği uluslararası medyada çokça yer buldu.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Musul sonrası DEAŞ 13 Temmuz 2017 | 1.401 Okunma Kıbrıs sorunu neden çözülmedi? 11 Temmuz 2017 | 360 Okunma G-20'ye dair notlar 10 Temmuz 2017 | 420 Okunma Mülteciler üzerinden bir provokasyon girişimi 06 Temmuz 2017 | 1.540 Okunma Bir tuhaf Körfez politikası 04 Temmuz 2017 | 390 Okunma