“Sloganların arkasında bir entelektüel hacim yatar.”
Henry Kissinger
“En başarılı savaş sanatı, düşmanına savaşmadan boyun
eğdirmektir.”
Sun Tzu
Türkiye'nin son haftalarda Suriye meselesinde yürüttüğü başarılı
askeri ve siyasi diplomasi girişimlerini bundan daha iyi özetleyen
iki cümle olamazdı galiba.
Haziran ayında Suriye'den gelen haberler Ankara'nın canını
sıkıyordu.
Bir yandan IŞİD'in ilerlemesi, diğer yandan PYD'nin sorumsuz
politikaları, Türkiyeli dış politika karar alıcılarını
endişelendiriyordu.
Haziran ayının son haftasında görüştüğum Halep'in kuzeyinde savaşan
bir Özgür Suriye Ordusu mensubu Abdülkadir Hatip, IŞİD'in Türkiye
ve Halep'i bağlayan Azez kasabasına 15 kilometre yakına ulaştığını
söylemişti. Hatip, IŞİD'in saldırılarından önce, Suriye rejiminin
hava kuvvetleri ile destek verdiği, muhaliflere havadan saldırarak,
IŞİD'in ilerlemesine yardım ettiğini de not düşüyordu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bir canlı yayında ortaya çıkardığı bir
istihbarat bilgisi bütün bu gelişmelerin arka planını açıklıyordu.
Mayıs ayının son günlerinde rejim ve IŞİD komutanları Suriye'nin
Haseke kentinde buluşmuş, rejim IŞİD'in Azez'a ilerlemesine destek
sözü vermişti.