Yunanistan'da referandumda çıkan hayır oylarının arkasındaki faktörlerden birinin “ulusal gurur” olduğu hemen tüm gözlemcilerin ortak fikri.
Yunan halkının Avrupa Birliğine bakışı, IMF teknokratları algısı ve özellikle Merkel ile ilgili görüşleri, Türkiye'de 1990'larda hakim olan havayı yansıtıyor.
IMF yetkililerinin sömürge valisi gibi resmedildiği, Merkel'in emperyal hırsları nedeniyle Yunanistan'ı iflasa götürdüğü, AB'nin ise Yunanistan'ın ulusal egemenliğine müdahale ettiği kanısı Yunanistan soluna da, sağına da hâkim.
Bu algının arka planı, doğruyu yansıtıp yansıtmadığı daha derin analizlerin konusu. Ancak Yunanistan'da bu intibanın yükselmesini kışkırtan unsurlar var.
Özellikle Alman medyasında çıkan ve Yunanistan'daki krizi neredeyse sadece Yunanlar'ın tembelliğine bağlayan bir yayın politikası Yunan halkının tepkisini topluyor.
Yunanistan'da yaşanan ekonomik krizde, Yunan politikacıların sorumsuz politikalarının etkisi olduğu muhakkak. Lakin burada AB yönetiminin hatalarından bahsetmeyen ve sorunu sadece ve sadece bir halka atfedilen özcü faktörlerle açıklamaya da, ırkçılık deniyor.
Yine de hakkını verelim, Yunanistan hakkında örneğin Amerikan medyasında çıkan yayınlarda farklı bir üslup var.
Özellikle bu yayınların Ortadoğu haberlerine hâkim olan Oryantalist dile Yunanistan'ı anlatan makalelerde neredeyse rastlanmıyor.
Misal Yunanistan'daki krizi anlatırken dinî faktörlerle bu meseleyi açıklayan yok, etnik, mezhebi vurgu yapan yok.