Ceren Kenar Türkiye Gazetesi

Bana “gericiliğin” resmini çizebilir misin?

Arnavutluk'un başkenti Tiran'ın tek otelinin bir lokantası vardı. Şehirdeki tüm yabancılar ki bunların çok büyük bir kısmı elçilik çalışanları idi, bu lokantada buluşur, hasbihal ederdi. Enver...

18 Mayıs 2015 | 1.537 okunma

Arnavutluk'un başkenti Tiran'ın tek otelinin bir lokantası vardı. Şehirdeki tüm yabancılar ki bunların çok büyük bir kısmı elçilik çalışanları idi, bu lokantada buluşur, hasbihal ederdi. Enver Hoca, Arnavutluk'ta çekirdek çitlemeyi yasaklamıştı. Bir gün aniden bu yasak kalktı. O lokantada günlerce, uzun uzun acaba bu yasağın kalkmasının arkasında ne var diye tartıştık. Rejim bir revizyona mı gidiyordu? Enver Hoca'nın gücü mü azalıyordu? Arnavutluk Emek Partisi içindeki fraksiyonlar arasında bir görüş ayrılığı mı vardı? Biz tüm bu tartışmaları yaparken, birden çekirdek çitlemenin tekrar yasaklandığı haberi geldi. Neden yasak kalkmıştı, neden tekrar kondu, hiç öğrenemedik...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Arnavutluk gezisine iştirak etmek için, Tiran'a gittiğimizde aklımda yıllar önce değerli tarihçi, Princeton Yakın Doğu Çalışmaları Bölüm Başkanı, Şükrü Hanioğlu'nun bana anlattığı bu anekdot aklıma geldi.

Avrupa'nın ortasında, bu Yontma Taş Devri karanlığını kuran rejimin adı, sosyalizm idi.
Enver Hoca, 1908 devriminden birkaç ay sonra, 1908 yılının Ekim ayında doğdu. İsminin İttihat ve Terakki Cemiyetinin liderlerinden Enver Paşa'dan ilhamla verildiğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok. 1908 yılında İstanbul'da esen devrim rüzgârı, birkaç sene içinde bir felakete dönecekti. Ancak bu devrimin mimarlarından Enver Paşa, o sene doğan birçok çocuğa isim babası olacaktı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Musul sonrası DEAŞ 13 Temmuz 2017 | 1.401 Okunma Kıbrıs sorunu neden çözülmedi? 11 Temmuz 2017 | 360 Okunma G-20'ye dair notlar 10 Temmuz 2017 | 420 Okunma Mülteciler üzerinden bir provokasyon girişimi 06 Temmuz 2017 | 1.540 Okunma Bir tuhaf Körfez politikası 04 Temmuz 2017 | 390 Okunma