Bu soruya mutlak bir evet veya hayır cevabı vermek mümkün değil.
Realpolitik kaygılar Batı'nın Türkiye politikasını belirlerken,
Batı'nın çıkarı zaman zaman Türkiye'de demokratikleşmeye katkı
sunacak politikalardan geçti. Diğer zamanlar ise aksine Türkiye'de
otoriter politikaların sağlayacağı “istikrar” ortamından.
Örnek vermek gerekirse:
Türkiye'de çok partili hayata geçiş için bastıran Batı, Cumhuriyet
tarihinde demokrasiye karşı işlenmiş en büyük günahlardan biri olan
1960 darbesini destekledi. 1980 darbesi sonrası oluşan baskı
rejimine meşruiyet sağlayan da Batı oldu, 1990'ların
sonu-2000'lerin başında Türkiye'nin demokratikleşmesi yönünde
reformlar konusunda ısrarcı olan da.
O zaman başlıktaki soruyu geniş zamandan ziyade belli bir an için
sormakta fayda var. Batı içinde bulunduğumuz zaman diliminde
Türkiye'yi demokratikleştirebilir mi?
Avrupa Birliği ve ABD'nin Türkiye ve bölge politikaları Türkiye'nin
demokratikleşmesi taraftarı olanların elini güçlendirebilir mi?
Bu soruya olumlu cevap vermek mevcut durumda zor görünüyor.
Zira;
1- Batı herhangi bir demokratikleşme tartışmasında ahlaki ve
ideolojik üstünlüğü kaybetmiş durumda. Özellikle bu tartışma Orta
Doğu'ya ve İslam coğrafyasına yönelikse.
Avrupa'da aşırı sağın yükselişi alarm verici bir durumda.
Sadece son birkaç ayda gerçekleşenlere bakmak kafi: İsviçre'de el
sıkışmayı reddeden Müslümanlar'ın cezalandırılması, Avusturya'da
aşırı sağcı Norbert Hofer'in Cumhurbaşkanı seçilmesi, Fransa'da
aylardır devam olağanüstü hâl düzeni. Ve elbette tüm Avrupa'da
ortak mülteci ve göçmen düşmanlığı.
ABD'de de durumun farklı olduğunu söylemek mümkün değil. Trump'ın
ırkçı söylemleri malum. Lakin belki de daha vahimi değişim söylemi
ile iktidara gelmiş Obama'nın bölgede Sünniler'e yönelik etnik
temizliği verdiği örtük destek.