16 Nisan 2017 referandum sonuçlarından çıkan ilk izlenimler:
1- Sonuçlar ne Evet kampı için ne de Hayır kampı için zafer de
değil, hezimet de. AK Parti ve MHP koalisyonunun desteği ile
sandığa giden tasarı, bu iki partinin Kasım ayında gerçekleşen
seçimlerde aldığı oydan çok daha düşük olmasına rağmen, Evet
kazandı. Fakat bu Evet cephesi için bir zafer anlamına da
gelmiyor.
2- Seçmene kızmak, küsmek siyasetin doğasına aykırı. MHP lideri
Devlet Bahçeli'nin Evet çağrısına rağmen, MHP tabanında ciddi bir
Hayır oyu olduğunu görmek mümkün. MHP içi muhalefetin, bu
sonuçlardan sonra Devlet Bahçeli'ye karşı tepkisinin artmasına
şaşmamak gerekiyor.
3- Bununla beraber Kasım seçimlerinde AK Parti'ye oy vermiş belli
bir kitlenin de Hayır dediği aşikâr. Üsküdar, Eyüp, İstanbul,
Ankara, Antalya geneli gibi örnekler bunu gösteriyor. Taşralı
muhafazakâr seçmenin oy verme davranışında bir değişiklik görünmese
de, şehirli muhafazakar seçmenin sebebini ilerleyen zamanlarda
anlayacağımız nedenlerden dolayı rahatsız olduğunu gösteriyor.
Türkiye, 2019 yılında başkanlık seçimlerine giderken, siyasi
aktörler bu tepkinin nedenini iyi analiz etmek durumunda. Siyasette
tasfiyeciliğin sonucunun ne olduğunu görmek için Türkiye'de solun
durumuna bakmak kâfi. Seçimlerin kucaklayıcı ve sağlam ittifaklar
ile kazanıldığını görmek için de siyaset bilimci olmaya gerek yok
sanırım.
4- Seçim sonuçlarının ironik tarafı, referandum sürecinde AK
Parti'nin MHP ile ittifak yapmış olmasına rağmen, seçimi kazandıran
oyların Kürtlerden gelmesi oldu. Kürt illerinde beklenenden fazla
'evet'in çıkması, HDP ve PKK'ya olan tepkiyi ve Kürtlerin önemli
bir kısmının barış sürecinin bozulmasından dolayı bu aktörleri
sorumlu tuttuğunu gösteriyor.
5- Türkiye'deki seçim sonuçlarına karar veren Türkiye halkıdır ve
Türkiye kamuoyu dış müdahalelere dirençli olduğunu bir kere daha
göstermiştir. Batı kamuoyunun Türkiye'deki referanduma dair tek
taraflı tavrının, Türkiye'deki seçmen davranışını etkilemediği bu
seçimle tekrar teyit edildi.