Cenaze namazını kaldıran imam, “yetiştirdiği öğrencilere annelik
yapan, cefakârca onları yetiştiren” gibi bir cümle kurdu.
Cenazesini kaldırdığı kadını tanımıyordu. Ama hakkındaki yorumu
isabetliydi. Kafasındaki ideal hocayı tanımlayarak, bu övgüyle son
yolculuğuna göndermek isteyen imam belki de farkında olmadan,
dokunduğu herkesin hayatını güzelleştiren bir hocayı doğru
kelimelerle ifade ediyordu...
Ferhunde Özbay, geçtiğimiz hafta 71 yaşında hayatını kaybetti.
Boğaziçi sosyoloji bölümünün duayen hocalarındandı. Demografi, göç,
aile, ev içi emek konusunda öncü çalışmalarda bulunmuş, Türkiye'de
bu alanlarda ona referans vermeden çalışılamayacak bir külliyat
bırakmıştı.
Ferhunde Hoca, çok iyi bir akademisyendi. Üretkendi, titizdi.
Öğrencisi ve dostu Cenk Özbay'ın yazdığı gibi: “Kendi tabiriyle
Pozitivizm’in yükselişine, düşüşüne ve ölümüne şahit oldu,
araştırma yapmanın, sahaya çıkmanın ve insanlarla konuşmanın
önemini vurgulamaktan da hiç vazgeçmedi.” Hayatı boyunca farklı
ekollerin yükselişi ve düşüşüne tanık olmuş bir akademisyen olarak
yeni fikirlere her zaman açık ama akademik popülizme de
mesafeliydi. İşini fazlasıyla ciddiye alır, bir bilgiyi veya
katkıyı onu üreten kişinin kimliğinden bağımsız değerlendirirdi.
Birçok kaynaktan beslenirdi.