Ceren Kenar Türkiye Gazetesi

İdlib'in gelişi Halep'ten belliydi

Abdülhamid Yusuf, Suriyeli genç bir adam. Bir insanın hayatta yaşayabileceği en büyük acı, onu dün buldu. Yaşları iki civarındaki iki çocuğunu, İdlib'de gerçekleşen kimyasal saldırıda kaybetti....

06 Nisan 2017 | 457 okunma

Abdülhamid Yusuf, Suriyeli genç bir adam. Bir insanın hayatta yaşayabileceği en büyük acı, onu dün buldu.
Yaşları iki civarındaki iki çocuğunu, İdlib'de gerçekleşen kimyasal saldırıda kaybetti. Saldırının bilançosu ağır: çoğu çocuk 100'ün üzerinde ölü...
Yusuf'un çocuklarının ölü bedenlerine sarılırken çekilmiş fotoğrafı, artık Suriye için sıradan hâle gelen bir vahşetin tarihe not düşülen yüz binlerce karesinden biri oldu.
İdlib'de yaşananların ve yaşanacakların gelişi, Halep'in düşüşünden belliydi.
Suriye rejimi, Rusya'nın hava ve İran'ın kara desteği ile Halep'i işgal ederken, muhalif grupları İdlib'e sürdü. Amaç muhalif unsurları İdlib'e sıkıştırmak ve Halep'te yaşanan vahşeti İdlib'de de uygulayarak son 5 senedir yaşanan etnik temizliği tamamlamaktı.
Plan işliyor.
Esad rejimi bugüne kadar işlediği suçlardan dolayı hiçbir bedel ödemedi. Rusya'nın ve İran'ın açık desteğine, Obama yönetiminin örtük desteği eşlik etti. Yeni gelen Trump yönetiminin, Amerika'nın Suriye politikasını değiştirmek gibi bir niyeti yok. Yani Esad rejimi için kimyasal silah ile, “ucuz” yoldan sivil öldürmek için mükemmel bir zamanlama.
Batı'dan gelen kuru kınamalar ve timsah gözyaşları, Suriye'de yaşananlara hiçbir çare olmadığı gibi, bu ikiyüzlü politika yaşanan acılara, utanç katıyor.
Türkiye, İdlib'den gelen yaralıları kabul etti. IHH gibi yardım kuruluşları sahada aktif çalışıyor.
Bu noktadan sonra, Türkiye'nin yapması gereken, kabul ettiği yaralılardan alınacak biyolojik örneklemeler üzerinden bu kimyasal silah saldırısının arka planını açığa kavuşturacak raporlamayı yapmasıdır. Bugünün realpolitik dengesi Esad'ın lehine olabilir, şu an için bu barbarlıklar, bu vahşet bu kanlı rejimin yanına kalıyor olabilir. Ancak nasıl ki Miloseviç, Bosna'da işlediği suçlardan yıllar sonra savaş mahkemesinde yargılanmış ve ölümü bir hapishane hücresinde gerçekleşmişse, Esad rejimi de tarihin bir noktasında bu günahlarından ötürü, bu dünyada da bedel ödeyecektir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Musul sonrası DEAŞ 13 Temmuz 2017 | 1.401 Okunma Kıbrıs sorunu neden çözülmedi? 11 Temmuz 2017 | 360 Okunma G-20'ye dair notlar 10 Temmuz 2017 | 420 Okunma Mülteciler üzerinden bir provokasyon girişimi 06 Temmuz 2017 | 1.540 Okunma Bir tuhaf Körfez politikası 04 Temmuz 2017 | 390 Okunma