Bir seçim düşünün ki sonuçları, Türkiye'de yaşayan Türklerin %80'den fazlasının aynı partiye oy vermesi ile sonuç bulsun.
Ve bu oyların çok büyük bir sebebi millî bir hassasiyet nedeniyle verilmiş olsun. Ekonomik ve sosyal politikalardan ziyade, etnik kimlik belirleyici olsun.
Burada bir anormallik görmez misiniz?
Anormallik seçmenin davranışından ziyade yani millî iradeye saygıdan öte, o seçmeninin kolektif olarak böyle davranmasına sebep olan faktörlerde.
Çözüm süreci başlamamışken, çatışma ortamı devam ederken, TSK ile PKK savaş hâlindeyken, AK Parti bölgede bugün aldığı oyun iki katını alıyordu. Metropollerde Kürtler arasında daha büyük teveccüh görüyordu.
Peki neden? Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden biri olan, barış süreci nasıl olur da AK Partiye yaramadı? Nasıl oldu da barış sürecinin mağduru oldu?
Bunun analizi çokça yapıldı, HDP'nin son iki yıldır Suriye üzerinden yaptığı propaganda, siyasi rakibini Kürtlerin en büyük düşmanı IŞİD'e destekçi olarak sunabilme konusundaki manipülasyon kabiliyeti, AK Parti'nin bu kıvrak propagandaya karşı ikna edici bir ton bulamaması, kampanya sürecinde takınılan hoyrat ve milliyetçi ton, vb.
Fakat tüm bunların gösterdiği bir durum var: Kürt meselesi çözüm sürecinin başladığı noktadan başka bir yerde artık. Türkiyeli Kürtlerin Türkiye'deki statüleri kadar, Suriye Kürtlerinin durumu öncelikli gündem maddesi.