Türkiye'de genç bir kadının haysiyetine dil uzatmak çok kolay. Bir kadının şerefine yönelik bel altı saldırıları siyasi argüman olarak kullanmanın maliyeti yok.
Bu kuraldan kimse istisna değil. Cumhurbaşkanının, başbakanın kızları bile.
Ve hatta bu rezil cinsiyetçilik en çok onlara reva görülüyor.
Yazmaktan zul gördüğüm, saçma sapan bir asparagas haberi konuştu dün Türkiye.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Lazika İslam Emirliği tarafından Sümeyye Erdoğan'a evlilik teklifinde bulunulduğu haberlerini yayarak çirkin bir itibarsızlaştırma kampanyasının fitilini ateşledi. Bunu ciddi bir habermiş gibi sunan Today's Zaman gazetesi izledi. Bu iğrençlik sosyal medyada güya kanaat önderleri, sanatçılar tarafından cinsiyetçi hakaretlerle paylaşıldı.
Bu Erdoğan ailesinin hanımlarına yapılan ilk saldırı değildi elbette.
Emine Erdoğan başörtüsü nedeniyle yıllarca hakaretlere, edepsizliklere maruz kaldı. Gezi olayları sırasında son derece galiz hakaretleri içeren pankartların hedefi oldu.
Fakat bütün bu cinsiyetçi saldırılar, Türkiye'nin “ilerici” mahallesinde ciddi bir tepki oluşturmadı. Kadın hakları konusunda pek hassas olan çevreler tüm bunları kayıtlara geçecek bir sessizlik ile izledi.
Zira bu ülkede “kadın” meselesi hiçbir zaman kadınlarla ilgili olmadı. İdeoloji ile ilgili oldu, siyasetle ilgili oldu, ama kadınlarla ilgili olmadı.