“Demirtaş'ın tutuklanmasının Kürt meselesinde bir 'kıyamet günü'
olacağını düşünürdüm hep” diyor Diyarbakırlı bir kanaat önderi;
“Ancak olmadı. Hatta bir kopuş bile yaşanmadı.”
“HDP'li vekillerin tutuklanmasından sonra Diyarbakır'da neredeyse
kimse parmağını bile oynatmadı, belediyenin önünde 50 kişilik bir
gösteri dışında bir tepki olmadı” diye ekliyor.
HDP'li vekillerin tutuklanmasının doğru veya yanlış olduğu, çözüme
hizmet edip etmediği ayrı bir soru ve elbette tartışılması gereken
bir husus. Lakin Diyarbakır'da hissiyat Kürt meselesine dair
liberal öngörülerin çöküşünü simgeliyor.
Aslında işlerin nasıl ve neden bu noktaya geldiğine dair en net
açıklama yine HDP'li vekillerin tutuklandığı gün yaşanan bir olayda
saklı.
4 Kasım günü, sabah saatlerinde Diyarbakır-Bağlar'da şiddetli bir
patlama yaşandı. 9 kişi hayatını kaybetti. Patlama sırasında
hayatını kaybedenlerin yakını olay mahalline geldi ve “katil PKK,
katil HDP” şeklinde slogan atmaya başladı.
“Bu Diyarbakır için alışıldık bir şey değil” diyor Diyarbakırlı
kaynağım.
PKK ve HDP'nin hoyrat siyasetinin sonucu savaş yorgunu kitleler
oldu. Şehirlere taşınan çatışmalar ve 6-7 Ekim olayları gibi
hadiseler sessiz bir öfke biriktirdi. “Ne çok nefret, ne çok öfke
biriktirmişler, ne çok acı yaşatmışlar, ne çok ev bark yıkmışlar da
Diyarbakır'da kimse parmağını bile kaldırmadı” şeklinde özetliyor
Diyarbakırlı bir müteşebbis olan Şehadet Çitil durumu.
Türkiye barış sürecinde Kürt meselesine dair iki liberal tezin
çöküşüne şahit oldu.
1- Siyasi alan açılırsa, şiddet biter argümanı yanlış çıktı. Barış
süreci ile açılan siyasi alan, PKK'ya silah bıraktırmadı. Bölgesel
stratejilerin, iktidar iştahının silahın arkasındaki asıl
motivasyon olduğu ortaya çıktı. Demokratikleşme ile silahsızlanma
geleceğine dair iyi niyetli ve iyimser beklenti gerçekleşmedi.
2- Güvenlikçi politikaların bölge halkını örgüte iteceği tezi doğru
çıkmadı. Devletin bölgede gücünü hissettirmesi ile PKK'ya destek
artmadı, aksine son gelişmeler gösterdi ki, azalttı.
“Tüm bu yaşananlardan sonra insanlar yüzlerini dağa değil, devlete
dönüyor” diyerek bu ilginç gelişmeyi aktarıyor Diyarbakırlı
kaynağım.
Ve şuna işaret ediyor:
“İnsanlar Irak'ta, Suriye'de yaşananları görüyor. Devlet
otoritesinin önemini kavrıyor. Bu otorite olmadığı zaman yaşanan
6-7 Ekim olaylarını hatırlıyor...”