ABD yönetiminin Suriye politikası eski yönetimden ana hatları
ile ayrışmadı.
Donald Trump başkanlığındaki ABD için Suriye'deki ana tehdit ve bu
tehdide karşı mücadele etme biçimi Obama dönemi ile paralellik
gösteriyor. Suriye'de ABD yönetimi için ana tehdit DEAŞ. Bu tehdidi
bertaraf etme yöntemi ise PYD-PKK'nın silahlandırılması.
ABD eski Başkanı Barack Obama'nın DEAŞ'la mücadele koalisyonundaki
Özel Temsilcisi Brett McGurk yeni yönetimle çalışmaya devam
ediyor.
McGurk özellikle DEAŞ'a karşı operasyonlarda PYD'nin kullanılması
ve güçlendirilmesi gerektiği fikrinin Washington'daki en hararetli
temsilcilerinden biri.
Ankara'nın bu isme bakışı oldukça soğuk ve temkinli. McGurk'ün
Kobani'de PKK-PYD savaşçılarını ziyareti ve birlikte poz vermesi
Türkiye'nin epey tepkisini çekmişti. Hatta Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın eski Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüşmesi
sırasında McGurk'ü bu konuda bizzat uyardığı görüşmeye katılan üst
düzey yetkililer tarafından teyit edilmişti.
McGurk geçtiğimiz hafta önce Suriye'de PYD temsilcileri ile
görüştü, daha sonra ise Ankara'da Dışişleri yetkililerini ziyaret
etti.
Trump yönetimi, Obama'dan miras kalan PYD'yi silahlandırma
politikasına devam ediyor. Ancak bir nüans ile. Bu politikayı yeni
yönetim daha mahcup şekilde yürütmeye çalışıyor. Türkiye'nin
tepkisini azaltmak için PYD ile ittifakın konjonktürel olduğunu
vurguluyor ve hatta Rakka operasyonu sonrasında bu iş birliğinin
biteceğini ima ediyor. PYD'ye verilen silahların geri alınacağı
sözü veriliyor.
Peki bu mümkün mü?