DAEŞ'e karşı operasyonun kalbini Rakka ve Musul oluşturuyor.
Rakka, 2013 yılında rejimden önce muhalifler tarafından kurtarıldı.
Daha sonra ise DAEŞ tarafından ele geçirildi. Rakka, Suriye için
DAEŞ'in devlet kurma projesini uygulamaya çalıştığı en önemli bölge
oldu. DAEŞ'in Suriye'de kontrol ettiği en büyük kent olan Rakka'ya
yönelik operasyon, bu terör örgütüyle olan savaşın en kritik dönüm
noktalarından biri.
Bu nedenle bu operasyonun kim tarafından ve nasıl yapılacağı çok
önemli.
Ve elbette DAEŞ'e karşı operasyonların sürdürülebilir olması
hayati.
Ne demek istediğimi açayım: Musul, DAEŞ'in askerî başarısı
nedeniyle düşmedi. Aksine, DAEŞ Irak'ın en büyük ikinci kentini
neredeyse kurşun sıkmadan ele geçirdi. Irak ordusu kaçtı. Musullu
siviller mezhepçi Irak ordusuna karşı DAEŞ'i tercih etti demek
yanlış olmaz.
Demografi, teröre karşı operasyonlarda bazen askerî yöntemlerden
daha önemli bir faktör.
Obama yönetiminin Rakka operasyon planı tam da bu yüzden bir
fiyasko. Zira Suriye'nin nüfusu muhafazakâr Araplardan oluşan bir
şehrini, Marksist bir Kürt grup olan PYD'nin kurtarabileceği ve
daha sonrasında yönetebileceğini düşünmek için aptal olmak
gerekiyor.
Bu hamlenin bu bölgede uzun yıllar boyu sürecek bir etnik gerginlik
oluşturacağını görmek için de “kâhin” olmaya gerek yok!..
Türkiye'nin PYD konusunda çok haklı ve meşru kaygıları var. Fakat
bunun da ötesinde, Rakka operasyonunu PYD ile yönetmenin Suriye
halkı gözünde meşruiyeti yok.