Genç ve karizmatik bir Türk doktoru, Sadık Ahmet 1980'lerin ortasında başladığı hak mücadelesine yoğun şekilde devam ediyordu. Batı Trakya Türkleri muadilleri Türkiyeli Rumlar gibi baskı altındaydı. Yunanistan'daki Türk azınlığın etnik kimliği tanınmıyor, çoğunluğu çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşan bu azınlığın toprakları kamulaştırılıyordu. 1955-1988 yılları arasında 45.000'den fazla Batı Trakya ve Oniki Adalı Türk vatandaşlıktan çıkarılmıştı. Buna ek olarak bu azınlık grubunun kendi eğitim kurumlarını kurması ve dini önderini seçmesi engelleniyordu.
Dr. Sadık Ahmet, 1947 yılında Gümülcine'nin Sirkeli köyünde doğmuştu, tıp eğitimini önce Ankara'da daha sonra Selanik'te tamamlayıp, Yunan ordusunda askerlik vazifesini bitirdikten sonra meslek hayatını başlamıştı.
Ordusunda askerlik yaptığı ülkenin gerçek vatandaşı olamamak onu siyasete iten unsur olacaktı.
Bu sorunu uluslararası kamuoyuna tanıtmak için başlattığı bir imza kampanyası, mahkumiyet günlerini başlatacaktı.
Tüm engellemelere rağmen 15.000'e yakın imza toplayan Ahmet, tutulacaktı; ertesi yıl Batı Trakya Türkleri'nin sorunlarını dile getiren bir bildiriyi Selanik'te bulunan insan hakları üyelerine dağıttığı için tutuklanacaktı.
26 Ocak 1990 tarihinde ise tutuklanma gerekçesi, Batı Trakya Türkleri'ni, Türk olarak tanımlamak olacaktı. 1989 seçimlerinde milletvekili seçilmiş ancak kısa zamanda milletvekilliği iptal edilmişti.
Bu cesur, barışçı ve hak mücadelesi peşinde koşan ömrün sonu; Lozan Anlaşmasının 72. yıl dönümünde, destekçilerinin suikast olarak gördüğü bir trafik kazası ile oldu[1].