Bazen katliamlar göz göre göre gelir.
Soykırımlar canlı yayında izlenir.
20 sene önce Srebrenitsa'da olduğu gibi. Rwanda'da yaşandığı gibi, Gazze'de tekrarlandığı gibi...
Ve Suriye'de 4 senedir izlediğimiz gibi.
Srebrenitsa'da yaşanan ve 8.000'den fazla Bosnalının hayatına mal olan katliam Birleşmiş Milletler gözetiminde yaşandı. BM, Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmiş, kentin güvenliğini Hollandalı askerlere bırakmıştı.
Sırp milisler ise bu korumanın gerçek bir koruma olmadığını biliyordu. Katliamı durduracak bir irade olmadığının farkındaydılar.
Tıpkı Esad gibi.
Bosna'da uluslararası kamuoyunun müdahil olmamasının bedeli ağır oldu.
100.000'den fazla ölü. Evlerini terk eden 2.2 milyon insan. Tecavüze uğrayan 40.000 kadın.
Tarihin tekerrür ettiği Suriye'de bilanço daha da ağır.
Bugün Bosna konusunda herkes hemfikir, Miloseviç'i hayırla anan yok, Bosna'da yaşananın bir soykırım olduğu konusunda bir konsensüs var.
Peki ya bu savaş yaşanırken durum böyle miydi?
Arşive bakarsak değildi.