Türkiye'nin hem Batılı “müttefikleri” hem de İran ve Rusya
PKK'yı Türkiye'ye karşı kullanıyor. Türkiye'nin Orta Doğu'daki
manevra alanını daraltmak ve gözdağı vermek için PKK epey
kullanışlı bir taşeron. İdeolojik ana hattını Kürt milliyetçiliği
ve Marxism olarak benimseyen PKK, iş sponsor belirlemeye gelince
epey pragmatik davranabiliyor. Anti-emperyalist söylemlerinin ABD
ile ittifak yapmasına mani olmadığı gibi, Kürt milliyetçisi tavrı
da neredeyse her hafta bir Kürt'ü idam eden İran'la iş birliğini
engellemiyor.
Bu yeni bir durum değil. Türkiye son 30 senedir PKK'nın değişen
uluslararası bağlantıları ve sponsorlarını biliyor.
Son 3-4 senedir, PKK'ya yeni bir Türkiye aleyhtarı lobi
katıldı.
Türkiye'de meşru siyaset yolları ile iktidara gelemeyeceğini bilen
FETÖ, gayrimeşru yollarla hükûmeti devirmeye çalıştı. Bunda
muvaffak olamayınca başka bir strateji benimsedi.
Türkiye'de devlet içindeki yapılanması temizlenen FETÖ, Türkiye
aleyhine lobi yapan bir örgüte dönüşmüş durumda.
Önce Alman istihbarat şefi, daha sonra ise ABD İstihbarat Komitesi
Başkanı Davin Nunes, 15 Temmuz darbesinde Fetullah Gülen'in dahli
olmadığı yönünde açıklamalar yaptı.
MİT krizinden itibaren FETÖ, Türkiye'ye yönelik algı
operasyonlarının en önemli aktörü oldu. Özellikle ABD ve Batı
başkentlerinde lobicilik ve medya alanında etkin olan bu örgüt tüm
mesaisini Türkiye karşıtı bir atmosfer oluşturmaya adadı.
Bu durum on yıllar boyunca devam edecek. Ve sadece Türkiye'nin
düşmanları tarafından değil, sözde müttefikleri tarafından da
kullanılacak.
İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmak gerekirse: