Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmanın, Türkiye açısından bir diplomatik başarı olduğu muhakkak. Türkiye müzakere masasından kendi taleplerini kabul ettirerek kalktı. En temel talepleri özür, tazminat ve Gazze meselesinde istenilen tavizleri elde etti. Bu anlaşma Filistinli gruplar tarafında da memnuniyetle karşılandı. Aylar önce, Hamas üst düzey yetkililerinden politbüro üyesi Usama Hamdan ile yaptığım mülakatta, kendisi İsrail ile ilişkilerini geliştiren bir Türkiye'nin Filistin halkına daha etkin yardım edeceğine inandıklarını söylemişti. Ayrıca bu anlaşmanın sonuçlarının Gazze için son derece faydalı ve önemli olduğunun altını çizdi.
Anlaşma Türkiye'nin diplomatik başarısı lakin ortada bir kazan-kazan durumu var. Hem Türkiye, hem İsrail ilişkilerin geliştirilmesinden ekonomik, siyasi ve güvenlik açısından kazançlı çıkacak.
Bu anlaşmanın arka planında ilginç bir nokta var. Müzakerelerin neden bu kadar uzun sürdüğü herkesin merak ettiği konulardan biri.
Bu konuyu müzakerelerde görev almış üst düzey bir diplomatik kaynağa sordum.
Cevabı ilginçti.
Türkiye ve İsrail arasında şimdi açıklanan mutabakatın aslında 2013 Kasım tarihinde hazır olduğunu ve taraflarca anlaşmanın sağlandığını söyledi.
Ancak kasımdan sonra Türkiye siyasetini sarsan bir deprem, İsraillilerin anlaşmadan vazgeçmesi ile sonuçlandı.
17 Aralık ile başlayan süreçte İsrail hükümeti Türkiye'nin kırılgan bir döneme girdiğini düşünerek belki de bir sonraki hükümetle yeniden masaya oturulur planı ile görüşmeleri askıya aldı.