Ceren Kenar Türkiye Gazetesi

Türkiye, Obama'nın gidişini kutluyor

ABD başkanlık seçim sonuçlarının mutlulukla karşılandığı ülkelerden biri Türkiye oldu. Sadece AK Parti destekçileri değil, AK Parti muhalifleri arasında bile Donald Trump'ın seçilmesi memnuniyet...

14 Kasım 2016 | 643 okunma

ABD başkanlık seçim sonuçlarının mutlulukla karşılandığı ülkelerden biri Türkiye oldu.
Sadece AK Parti destekçileri değil, AK Parti muhalifleri arasında bile Donald Trump'ın seçilmesi memnuniyet uyandırdı.
Aslında tespiti daha net yapmak lazım: Kutlanan, Trump'ın seçilmesinden ziyade, Obama hükümetinin ve onun devamı olarak görülen Hillary Clinton ekibinin hezimeti.
Nasıl oldu da buraya geldik? Obama'nın seçimini “kara oğlanın zaferi” olarak kutlayan Türkiye kamuoyu, neden gidişini aynı şevkle kutlar hâle geldi?
Bu sorunun cevabı Obama yönetiminin Türkiye'ye dair değişen tavrında saklı.
2012 yılında Obama, Erdoğan'ı dönemin İngiltere başbakanı David Cameron, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh ve Güney Kore Başkanı Lee Myung-bak ile en yakın gördüğü 5 dünya liderinden biri olarak göstermişti.
Ancak 2012 kritik bir yıldı ve 2013'te her şey değişecekti.
Gezi olaylarından birkaç ay önce, İstanbul'da Obama yönetimine oldukça yakın bir düşünce kuruluşunun üst düzey bir ismiyle görüşmüştüm. Bu görüşme 2013 yılında Erdoğan'ın Washington'a yaptığı geziden birkaç hafta önceydi. Erdoğan'ın Washington gezisi Obama ile yağmur altında, Beyaz Saray'daki gül bahçesinde verilen fotoğraflarla anılsa da, arka plan bambaşkaydı.
“Erdoğan güzel bir uğurlama partisi alacak” demişti bana bu Obama yönetimine yakın şahıs. AK Parti hükümeti konusunda epey sert eleştiriler getiren bu yetkili, epey küstah bir şekilde Erdoğan'ın “gidici” olduğunu ima ediyordu.
Peki ne oldu da birden ABD yönetimi Türkiye'de seçilmiş iktidara böylesi mesafe aldı.
Bunun cevabı ABD-İran anlaşmasında saklı.
Türkiye önce Irak'ta, daha sonra Suriye'de, ABD'nin İran'ın agresif yayılmacılığına verdiği cömert desteği protesto etti. Irak'ta Maliki'nin mezhepçi politikalarına ve Suriye'de Esad'ın zulmüne sessiz kalmayacağını beyan etti. Bunu Mısır darbesi izledi.
Obama yönetimi için İran anlaşmasına ses çıkarmayacak bir yönetim gerekiyordu Türkiye'de. Bunun yolu da mevcut seçilmiş iradeyi zayıflatmaktan geçiyordu.
Hikâyenin devamını biliyoruz: Gezi olayları, 17 Aralık süreci ve en sonunda 15 Temmuz darbesi...
Bugünlerde hep "yeni bir dünya düzeni kurulur ve Türkiye orada yerini alır" dedik. Türkiye bu baskılara boyun eğmedi. Bu bölgenin yolcusu değil, hancısı olduğu bilinciyle hareket etti.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Musul sonrası DEAŞ 13 Temmuz 2017 | 1.401 Okunma Kıbrıs sorunu neden çözülmedi? 11 Temmuz 2017 | 360 Okunma G-20'ye dair notlar 10 Temmuz 2017 | 420 Okunma Mülteciler üzerinden bir provokasyon girişimi 06 Temmuz 2017 | 1.540 Okunma Bir tuhaf Körfez politikası 04 Temmuz 2017 | 390 Okunma