Özellikle uluslararası medyada ve akademide yaygın kullanılan
bir argüman var:
Türkiye'de son on yıllarda kadın istihdamı düşüyor...
Bu elbette AK Parti iktidarına yönelik oryantalist bir yaklaşımı da
içinde barındıran bir analiz olarak değişik zamanlarda ısıtılıp
yeniden tekrarlanıyor.
Kadın istihdamı düşüyor argümanı “İslamcı” bir partinin iktidarında
kadınların ezildiği algısını oluşturmak için epey kullanışlı
oluyor.
Öncelikle şunu not düşmekte fayda var:
Türkiye'de kadının istihdama katılımı Avrupa ortalamasına göre çok
düşük. 2014 yılının verilerine bakarsak, kadın istihdam oranı
%26,7. Bu oran erkek istihdamında %64,8. Yani kadınlar erkeklerin
38,1 puan gerisinde.
Avrupa Birliği'nde kadın istihdamının en yüksek olduğu ülke İsveç
(%72,5) en düşük %39,9 ile Yunanistan. AB ortalaması ise %58,8.
Yani Türkiye bu ortalamadan 22 puan geride.
Ancak Türkiye’de kadın istihdamı azalmıyor, aksine artıyor.
Türkiye’de kadın istihdamının azaldığı argümanı istatistiklerin
yanlış okunmasının sonucu.
1950 yılında kadın istihdamı oranının %80, bugün ise %27 olduğunu
istatistiksel olarak göstermek mümkün. Ve bu istatistiği rakamlarla
yalanlamak da...
1950 yılında Türkiye'de nüfusun %75'i kırsal alanda yaşamaktaydı.
Köyde yaşayan kadın-erkek herkes istatistiksel olarak istihdamda
gözükmektedir.
Dolayısıyla şehirleşme ile köyde istihdamda gözüken kadınlar,
şehirlerde iş gücü dışında görünmektedir.
Kadının ücretli istihdamı açısından kadın istihdamı ise 1950
yılından beri artmaktadır.
Örneğin 1988 yılında tarım dışı çalışan kadın sayısı 1 milyon 215
bin iken (sanayi 448 bin, inşaat 15 bin, hizmetler 752 bin), 2009
yılında bu sayı 2 misli artarak 3 milyon 425 bine yükselmiştir
(sanayi 862 bin, inşaat 39 bin, hizmetler 2 milyon 524 bin). 2016
yılında ise tarım dışı kadın istihdam sayısı 5 milyon 616 bindir.
(Sanayi 1 milyon 219 bin, inşaat 90 bin, hizmet sektörü 4 milyon
247 bin.) Yani Türkiye'de kadın istihdamı sürekli artmakta.