10 Mart 1975. Saat 18.00 suları.
Yer: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Makamı.
Dışişleri Bakanı Melih Esenbel ve müsteşarı Şükrü Elekdağ, ABD
Dışişleri Bakanı Henry A. Kissinger'ı ağırlıyor.
Mesele Kıbrıs müdahalesinden sonra Türkiye'ye uygulanan
ambargo.
Türk dışişleri heyeti, ABD'li misafirlerine bu konuda Türkiye'nin
yaşadığı sorunları anlatmaya çalışıyor.
Kongre Türkiye'ye silah ambargosu kararı vermiş. Ankara'da misafir
olan Kissinger bu kararın akabinde "bedelini yıllarca ödeyeceğiz"
tepkisi vermiş, lakin karar alınmış.
Kissinger yine de 'Soğuk Savaş'ın buz kesen günlerinde, müttefikini
Sovyetlerin etki alanına bırakmamaya kararlı. Ankara'da silah
ambargosunun etrafından dolaşacak bir formül aranıyor.
Ve Kissinger bu toplantıda dışişleri kariyerini simgeleyen o
sözlerden birini söylüyor:
“Yasa dışı olanı hemen yapabiliriz, ancak anayasaya aykırı olanlar
biraz vakit alır.”
Tam da ABD dış politikasını özetleyen bir hikâye aslında.
Bir yandan kanun ve kuralları bahane oluşturmak ve zaman kazanmak
için kullanmak konusunda mahir bir diplomasi geleneği. Teamülleri
aykırı hamleleri, mevzubahis olan çıkarsa kılıfına uydurmak
konusunda tecrübeli bir dış politika mazisi.
Diğer yandan ise, kurumları ayrı telden konuşan, karar alıcı
mekanizması tek elde toplanmayan bir dış politika süreci. Hangi
ABD, hangi çıkarlar sorusunun sürekli sorulduğu bir alan.
Türkiye'nin FETÖ lideri Gülen'in iade süreci konusundaki
girişimleri tam da böylesi bir dinamik içinde işleyecek.
Bir yandan mevcut ABD yönetimi zaman kazanmak için, süreci
bürokrasiye boğacak. İade süreci mümkün olduğu kadar uzayacak.