Demokrasiyi katleden 12 Eylül askerî darbesi gibi, kanlı 27 Mayıs darbesinin de hesâbı sorulmadı.
Demokrasiyi askıya alan, milletin irâdesiyle seçilmiş hükûmeti silâh zoruyla deviren 12 Mart muhtırası da yargılanmadı.
Yüzbinlerce vatandaşın fişlendiği, binlerce kişinin çeşitli isnad ve iftiralarla görevine son verilip zorla istifa ettirildiği, onbinlerce kamu görevlisinin “irtica” suçlamasıyla işinden atıldığı, terfi ve ilerlemeleri durdurularak mağduriyete duçar edildiği 28 Şubat’a karşı açılan 103 sanıklı “postmodern darbe” dâvâsında da, başta sürecin baş aktörü olmak üzere, sorumlu ve sanıkları toptan tahliye edildi.
Ve 12 Eylül 1980’de Meclis’i kapatan, hükûmeti deviren, mevcut Anayasayı ilga eden darbecilerin yargılanması da Evren ve Şahinkaya ile sınırlı tutulup yarım bırakıldı. Sadece “anayasayı ilga” cezasıyla kalındı.
12 Eylül döneminde Meclis kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı, siyasî partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu. 12 Eylül’ün “darbe anayasası” benzeri siyasî cinâyetleri biryana; Adalet Bakanlığı’nın resmî rakamlarına göre, 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, açılan 210 bin dâvâda 230 bin kişi yargılandı, 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi, 50 kişi asıldı, 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi, 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi.