İktidar cânibinden AB’ye veryansın edildiği vetirede, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dünyanın AB ile ilişkilerimizin güçlü olmasına önem verdiğini belirterek, “demokratik değerlerle yönetilen AB ile müzâkerelerde ilerleme sağlarsak İslâm dünyası nezdinde daha câzip, daha güçlü bir ülke oluruz” diyor.
Ama daha evvel “AB olmazsa ‘Ankara kriterleri’ der yolumuza devam ederiz”, “ya AB ile ilişkileri nihayete kavuşturacağız ya da kendimize yeni bir yol çizeceğiz” diyen; hatta “AB’ye alternatif olarak Şanghay İşbirliği Örgütü’ne gireriz”, “AB yoluna, biz yolumuza!” çıkışlarıyla defalarca meydan okuyan Cumhurbaşkanı, yine rest çekmeye devam ediyor. Dışişleri Bakanı da, “AB, Türkiye ile ilişkilerin ve diyalogun sürdürülmesinden yana” diyen Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz’un, “Ama Türkiye’deki durumun devam etmesi halinde, AB olarak ekonomik yaptırımlar dahil, bazı önlemleri düşünmek zorunda kalacağız” uyarısına “Bu tehditkâr söylemlerinin bizim için çok fazla bir önemi yok, bizi etkilemez, elinden geleni ardına koymasın; müzâkereleri durdururuz’ diyorlar; isterseniz süreci durdurun!” diye karşılık veriyor.