Kanun çıkarma çoğunluğu olan AKP iktidarı, “üç aylık süre” için isteyip 18 aydır sürdürdüğü, altıncı kez uzatmaya hazırlandığı, Kasım 2019 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine kadar sürdürme sinyallerini çaktığı OHAL’le Meclis’i devre dışı bırakmaya devam ediyor.
Anayasanın 121. maddesine açıkça aykırı olarak OHAL KHK’larının “olağanüstü hali gerekli kılan” ve zaten yargıda olan “15 Temmuz ‘darbe girişimi’yle mücadele” dâvâlarının dışında istimaliyle yüz binlerce vatandaş mağdur ediliyor.
Ne var ki on binlerce kamu görevlisinin ihracına gerekçe gösterilen Millî Eğitim denetimindeki okullara çocuğunu göndermek, İçişleri Bakanlığı’nca önerilen sendikaya üye olmak, Sağlık Bakanlığı’nın ruhsat verdiği özel sağlık kuruluşlarında çalışmak, YÖK’e bağlı üniversitelerde öğretim üyeliği yapmak, dönemin Başbakanı ile bakanların “lig banka” övgüsüyle açtıkları finans kuruluşunda işlem yapmak, iktidarı destekleyen gazetelere, dergilere abone olmak benzeri hiçbir hukukî delil niteliği taşımayan “suç kriterleri” tek tek çöküyor.