Siyasî iktidarın “çözüm süreci”ndeki akıbet bizzat iktidar
partisinin “Terörle Mücadele ve İç Güvenlik Raporu”yla deşifre
edilmiş.
Partinin 8-10 Ocak tarihleri arasında Afyon’da düzenlediği 4.
Değerlendirme Kampında sunulan, katılımcı milletvekilleri ile
partililerin değerlendirmelerinden oluşan ve Genel Başkan Vekili
Mehmet Ali Şahin imzalı raporda “süreç”teki akamet ve dehşet
vaziyet rakamlarla ortaya konuluyor.
Milletvekilleri ve parti teşkilatlarına yönelik yayınlanan AKP raporuna göre; Güneydoğu’da en son dört ilçede -Sur, Silopi, Nusaybin ve Cizre- 220 bin sivil vatandaş etkilenmiş. Nüfusun dörtte biri, 93 bin kişi göç etmiş. 10.300 esnaf kepenk kapatmış.
Keza -adı geçen toplantıda- bu ilçeleri kapsayan terör operasyonları hakkında bilgi veren İçişleri Bakanı Ala’nın sunumuyla Cizre’de kazılan 257 hendek ve kurulan barikattan 45’i kalmış. Silopi’de 411 hendek ve barikattan 178’i duruyor.
Kısacası, “beli kırıldı”, “bitti”-“bitecek” denilen terör hâlâ devam ediyor. Aylardır süren operasyonlara rağmen barikatların üçte biri duruyor. (Kâzım Canlan, Özgür Düşünce, 28.1.16)
Mevzubahis raporun değerlendirildiği toplantıda milletvekilleri ve parti teşkilâtı, “güvenlikçi politikalar”a geri dönüldüğünden hayıflanarak “Son zamanlarda güvenlik endeksli konuşuyoruz, siyasi yol haritamız var mı?’’ sorusunu sormuşlar; “AKP’nin devletleştiği” eleştirisiyle bunun ciddî sonuçlar doğuracağını uyarmışlar. Kendilerine bir şey sorulmadığından yakınıp, bölge halkının devletten duygusal kopuş riski ve tehlikesini nazara vermiş, bunun mutlaka önlenmesinin gerektiğini söylemişler.
Özetle, iktidar partisinin raporunda “çözüm süreci”nin barış ve çözüm getirmediği, terörü daha da azdırıp çözümü zora soktuğu açıkça itiraf edilirken, iktidar medyasının gerçekleri çarpıtarak başarısızlığı “başarı” diye lanse etmesi, göz göre göre gerçeklerin saptırılmasına açık bir örnek oluyor…