“Ankara katliâmı” muamması devam ediyor. Soruşturmada
“gizlilik/kısıtlama kararı” alınması, daha baştan istihbarat ve
güvenlik zaafiyetiyle önleyici kontrol yetersizliğine dair
istifhamları arttırıyor.
En çarpıcısı, son dönemde yüzlerce vatandaşın katledilip
yaralandığı Uludere fecaatinde, Reyhanlı patlamasında, Adana ve
Mersin saldırılarında, Diyarbakır’daki miting bombalamasında ve en
son Suruç canlı bombasında olduğu gibi garabetler sergileniyor.
Öncelikle “iki canlı bombanın eylem yapacağı” istihbaratına rağmen canlı bombaların binlerce vatandaşın toplandığı alana sokulup patlatılması, peşinen vahim sinyaller veriyor.
Bütün iddiaların aksine 100’den fazla insanın öldürüldüğü, önemli bir kısmı ağır olmak üzere yüzlercesinin yaralandığı son katliâmın da hâlâ aydınlatılamaması, üzerinin örtülmek istenmesi, bu olayın da derin dehlizlerde kaybettirileceği şüphelerini çoğaltıyor.