“Güçlendiriliş cumhurbaşkanlığı sistemi” paravanında, “hukuku fili durum”a uydurmak”la Parlamento’dan geçirilen Anayasa değişiklikleriyle “partili/parti başkanı cumhur-başkanı”na bahşedilen olağanüstü geniş yetkilerle tam bir “otoriter sistem”i halka kabul için bir dizi taktik güdülüyor.
Öncelikle, 15 yıldır Meclis’te Anayasayı değiştirme çoğunluğuna sahip değilmiş gibi bütün problemlerin “başkanlık”la çözüleceği cerbezesine başvuruluyor.
Cumhurbaşkanı’nın, demokratik sistemlerin olmazsa olmazı olan “kuvvetler ayrılığı”nı berhava eden, “devlet başkanı” sıfatı ile üst düzey bürokrasiyi ve yüksek yargı üyelerinin yarısını, Anayasa Mahkemesi üyelerinin dörtte üçünü ataması, yargıyı, bürokrasiyi ve topyekûn devletin ve sistemin “siyasallaştırılması”, “demokratikleşme” olarak çarpıtılıyor.
Meclis’te, hukuk çevrelerinde, üniversitelerde ve kamuoyunda yeterince tartışılmadan Genel Kuruldan geçirilen “cumhur-başkanlığı sistemi” bir matahmış gibi parlatılıyor.
“SORUNLAR BAŞKANLIKLA HALLEDİLECEK” PROPAGANDASI