“Tek adamlık rejimi”yle Meclis sistemi mukayesesi...
Referandumda oylanacak “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” paravanındaki “tek adamlık rejimi”nde, Başbakanlık, Bakanlar Kurulu kaldırılıyor, Meclis’in yetkileri büyük oranda budanıyor.
Zira “yeni sistem”de Meclis’in içinden değil, Meclis dışından atanan bakanların parlamentoda bulunmaları zorunluluğu bulunmuyor. Başta güvenoyu, gensoru ve sözlü sorunun kaldırılmasıyla, bütçeyi onaylama yetkisinin olmamasıyla, zaten son yıllarda Sayıştay denetici raporlarının gönderilmemesiyle Meclis’in kırpılan yürütmeyi denetleme işlevi bütünüyle berhava ediliyor.
Bu hususta Bediüzzaman’ın bir asır öncesinden Şarktaki aşiretlere, devleti idârede, milletin meselelerini çözmede “rey-i vahid-i istibdâdın çirkinliği”ne ve yetersizliğine karşı, “meşrûtiyetin iyiliği”yle önerdiği Meclis’in“hâdim ve hizmetkâr hükümet” sistemi târifi bugün de yol göstericidir.
Meseleyi, “hükûmet hekim (doktor), millet de hasta gibidir” misâliyle açıklayan Bediüzzaman’ın, “tek kişilik yönetimi”, ‘etraftaki her bir köyde, -Allah etmesin-, birer ayrı hastalığı teşhis etmeden, hem de tâcizini istemeyen müdâhenecilerden (dalkavuklardan), yalancılardan başka kimseyi görmeyen bir hekimin çadırında oturup, tanımadığı bir hastalığa, görmediği bir hastaya reçetesiz; mîzânsız (ölçüsüz) ilâcı göndermesi’ olarak tasvir eder. “Bu mîzânsız (ölçüsüz) bir ilâcı istimâl eden, acaba şifâ mı bulur veyahut ölür?” suâlini sorar. (Münâzarât, 24-27)
“VATANDAŞLARIN HELÂKTAN HALÂSI”