“MUSUL MESELESİ”NİN ARKA PLÂNI-3
IŞİD’in en son Kerkük’e eş zamanlı saldırıp onlarca kişiyi
katletmesi, “Musul operasyonu” ile Irak ve Suriye ekseninde bölge
üzerindeki dehşetli tefrika oyunu fitnesini bir defa daha açığa
çıkarıyor.
Ve olup bitenlerin, küresel ecnebilerin bölgeye tasallut ettiği silâhlı örgütlerin, İslâm dünyasını çatışmalarla iç savaşa atıp bölme “projesi”nin bir parçası olduğunu bir defa daha ortaya koyuyor.
Belli ki, emperyal güçler, Ortadoğu’da İsrail’e karşı direnemeyecek, nüfusu 10-15 milyonu geçmeyen “uydu devletçiler” peşinde. Öncelikle İsrail’in güvenliği ve bölgedeki egemenliği hesâbına küçültülmüş güdümlü, bağımlı peyk “kantonlar” meydana getiriliyor. “Yeni konsept” bu.
Bunun içindir ki, bir zamanlar bölgenin en güçlü ordularından birine sahip olan Irak ordusunun, ülkeyi işgalle çökertilip enerji kaynaklarının, yeraltı ve yer üstü envanterinin yağmalanıp sömürüldüğü gibi, şimdi de iç savaş felâketine itilen Suriye’yi ifna ile İsrail’e karşı güç olmaktan çıkarılıyor.
ETNİK KATLİÂM FİTNESİ
İç savaş içindeki Suriye tam bir kargaşada. Türkiye’nin Cerablus operasyonunda desteklediği derleme Özgür Suriye Ordusu ile diğer gruplar ülkede bütünlüğü ve barışı sağlama gücüne sahip değil.
Ankara’dakiler, her fırsatta “bölgeyi IŞİD’den temizleme” gerekçesiyle Suriye’ye girdiklerini belirtiyorlar; ancak harekât derinleştikçe IŞİD’den PYD’ye birçok silâhlı örgütle çatışma riski artıyor.
Cumhurbaşkanı, “Terörden arındırılmış bir bölgeyi oluşturmak maksadıyla El Bab’a kadar inmeye mecburuz” diyor. Lâkin aylardır ancak 20 kilometre ilerlenmesine karşı, harekâtın PYD-YPG’nin kontrolündeki El Bab’a kadar 50 kilometre derinlikte Türkiye’yi bir dizi tehlikeli tuzağa çekeceği, dahası IŞİD’in tahkim ettiği merkezi Rakka’ya kadar inilmesi durumunda tam bir çatışmanın ortasına iteceği kaydediliyor.