Ankara’daki politik oyunlarda, 7 Haziran seçimleriyle tecelli
eden millet irâdesinin yanı sıra “çözüm süreci” de politik
manevralarla harcanıyor.
Doğrusu Erdoğan’ın Başbakan olarak başlattığı “süreç”,
Cumhurbaşkanı olarak son demde dayattığı emr-i vakilerle çoktandır
askıda. Üç yıla yakındır devam eden “süreç”, son üç buçuk aydır
âdeta dondurulmuş.
Esasen seçim öncesi Cumhurbaşkanı’nın “Kürt sorunu yoktur” çıkışıyla başlatıp, akabinde “Dolmabahçe mutâbakatı”na karşı olduğunu söyleyip miting meydanlarında “milliyetçi mesajlar”la sürdürdüğü vetirede “süreç” tamamen rafa kalktı.
Meclis Başkanı seçiminde MHP’nin HDP’yi dışlamasının ardından koalisyon arayışlarında Başbakan Davutoğlu’nun da peşinen HDP’yi denklem dışı bırakması, AKP iktidarının “sürec”i berhava eden stratejisini bir defa daha ortaya çıkardı.
Görünen o ki, çeşitli politik ve siyasî hesaplarla “HDP’nin olduğu hiçbir kombinezonda yer almama” tepkisiyle hareket eden MHP’nin arkasına takılan AKP iktidarı, bu uğurda seçimlerle ortaya çıkan tabloya inat bütün siyasî çözümleri ıskartaya çıkartıp çözüm sürecini sabote etme niyetinde.