“Darbe girişimi” soruşturmalarının kırılganlığı sadece “hukuksuz
kriterler”in farklı uygulamasıyla kalmıyor; Meclis Darbe Araştırma
Komisyonu’nun yapısından ve çalışma biçiminden de
kaynaklanıyor.
Öncelikle, muhalefetin bütün ısrarlarına rağmen, iktidarın yargı
gibi işleyecek “soruşturma komisyonu”nun kurulmasına yanaşmayıp,
hiçbir yaptırım gücü olmayan “araştırma komisyonu”yla kalınması,
“darbe girişimi”nin arka plânını aydınlatılmak istenmediği
intibâını verdi.
Yine muhalefet üyelerinin bütün itirazlarına karşı, komisyonun başkanından başkan yardımcısına, sözcüsünden kâtip üyesine kadar bütün yönetim kadrosunun iktidar partisinden “seçilmesi”, daha baştan komisyon çalışmalarının oyalamadan ibâret kalacağı istifhamlarına yol açtı. Bu haliyle çalışma süresinin yarısından fazlasını kullanan Meclis darbe komisyonu da sâdece bilgi toplamakla kalacağı; “darbe girişimi”nin iç yüzünü aydınlatacak bilgi ve belgeleri ortaya koyamayacağı kaygısını arttırdı. Nitekim öyle de oldu.
KAMUOYU DOĞRU BİLGİLENDİRİLMELİ
Meclis Darbe Komisyonu üyesi Aytunç Çıray’ın ”Komisyonun aslî görevi sıfır noktası 15 Temmuz gecesinden geriye doğru gidilip aydınlanmasıdır; ancak saat 14.30’dan itibaren olup bitenler hakkındaki çelişkili açıklamalar”dan yakınması bunun ifâdesi. (Ahmet Takan, Yeniçağ, 26.11.16)
Keza milletin bu büyük travma ile devlete güvenini kaybettiğini, bu iş şeffaflaştırılmazsa, bütün boyutları ile ortaya konmazsa milletin devlete olan güveninin sarsılacağını belirtmesi de çarpıcı. Bunun yanı sıra sürecin iki kritik ismi Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı’nın hâlâ komisyona çağrılmayışı, sürecin karanlıkta kalmasına sebebiyet veren yanlışların başında geldiği belirtiliyor.