Türkiye’nin IŞİD üzerinden Suriye’ye müdahale plânı devam
ederken, Suruç ve Ankara katliâmlarıyla bu ülkedeki fitne
kıvılcımlarının Türkiye sıçraması tehdidiyle karşı karşıya kalan
Ankara’nın nihâyet akıbeti gördüğü gözleniyor..
Doğrusu, Suriye ile krizin patlak verdiği 2011’den beri dört buçuk
yıldır Başbakan olarak Suriye’de çözümü “Esad yönetiminin
devrilmesi”ne endeksleyip dayatan ve bunu her fırsatta tekrarlayan
Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı olarak “Suriye’de Esad’lı geçiş olabilir”
manevrası, AKP iktidarının geç de olsa yürüttüğü Suriye
politikasından caydığının ilk işâretiydi…
ÇIKMAZ POLİTİKADAN DÖNÜŞ!
Aslında Suriye politikasının yanlışlığının örtülü itirafı, Kurban Bayramı arefesinde -23 Eylül’de- Cumhurbaşkanı’nın Suruç saldırısı sonrası yoğun gündemin karamboluna gelen, Putin’le 1 saat 10 dakika görüştüğü Moskova ziyaretinde açığa çıkmıştı. “BM Genel Kurulu’nda ABD, Rusya, Türkiye üçlüsü olarak bu konuda bir çalışma kararına vardık. Sürece Suudi Arabistan ve İran’ı katarak bu çalışmaları sürdürelim” diyen Erdoğan’ın, “Tabiî burda bir geçiş sürecinde belki Esed’le gidilme gibi birşey olabilir” sıradışı açıklamasıyla ilk sinyalleri verilmişti.